Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/30724 E. 2014/28281 K. 22.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/30724
KARAR NO : 2014/28281
KARAR TARİHİ : 22.09.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/483-2013/175

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı idare ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme süresince 5510 sayılı yasada yapılan değişikliğin davalı tarafından yanlış yorumlandığını ve müvekkili şirketin istihkaklarından haksız kesintiler yapıldığını, gerekçe olarak 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı yasanın 81/1-1 maddesinin gösterildiğini, 5510 sayılı yasadaki değişikliğin davalı tarafından yanlış yorumlandığını ve müvekkili şirketin istihkaklarından haksız kesintiler yapıldığını, 5510 sayılı yasanın 81 maddesine eklenen bende göre sigorta pirimlerini düzenli ödeyen ve sigortasız işçi çalıştırmayan işeverenleri teşvik etmek amacıyla sigorta prim oranının %5 lik kısmının hazinece karşılanacağının belirtildiğini, müvekkilinin 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden itibaren bu kanun gereğince 5 puanlık indirimleri uygulamak suretiyle sigorta primlerini tahakkuk ettirdiğini ve ödediğini, ancak davalı idarenin söz konusu pirim indirimlerini hak edişlerinden haksız olarak kestiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1869,73 TL.nin kesinti tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyanın incelenmesinde, mahkemece verilen kısa Kararda 1868,79 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verildiği, gerekçeli kararın gerekçe kısmında da 1868,79 TL.na karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği ve ancak gerekçeli kararın hüküm kısmında herhangi bir miktar gösterilmeksizin, sadece “davanın kabulüne” denmek suretiyle karar tesis edildiği anlaşılmaktadır. Hüküm bu haliyle kısa kararla arasında çelişki oluşturacak şekilde tesis edildiği gibi, gerekçe ile hüküm kısmı arasındada çelişki oluşturacak niteliktedir. Bu ise 6100 sayılı yasanın 294, 297/2 ve 298/2. maddelerine aykırıdır. Öte yandan karar bu şekliyle infazda da tereddüt yaratabilecek nitelikte olup, bu ise ayrıca usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözardı ederek yazılı şekilde karar tesis etmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.