YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2975
KARAR NO : 2014/34564
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2012/523-2013/493

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı eczane sahibi olduğunu, davalı kurumca eczane sözleşmesinin haksız ve hukuka aykırı olarak 1.2.2007 tarihinde feshedildiğini, fesih işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunun açtığı fesih işleminin iptali davasının kabulü ile kesinleştiğini, bu nedenle 1.2.2007-1.2.2010 tarihleri arasında maddi zarara uğradığını ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak 10.000 TL. Maddi ve 40.000 TL.manevi tazminatın faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 84.205 TL. Maddi ve 10.000 TL.manevi tazminatın faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki dava ile; davalı kurum çalışanlarına ilaç verdiğini kurumun sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle fesih süresince gelir elde edemediğini ve kurum aleyhine açtığı feshin iptali davasını kazanması nedeni ile maddi ve manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davacının davalı kurumca 1.2.2007 tarihinde sözleşmenin fesih işleminin iptali nedeni ile Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı ve 2007/405 esasta görülen davanın kabulüne karar verildiği ve sözleşmenin feshinin iptaline ilişkin kararın 27.6.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar,
sözleşmenin feshine ilişkin muarazanın önlenmesi konusunda açılan dava, davacı yararına sonuçlanıp, kesinleşmişse de, davalı kurumun, sözleşmenin feshini düzenleyen 2003 yılı protokolünün V-1-m maddesinde düzenlenen sahte küpürlü reçete tanzimi hükmüne aykırı davranıldığı gerekçesi ile sözleşmeyi feshetmesinde, tazminat ödemesini gerektiren kusurlu bir davranışı bulunmamaktadır. Kaldı ki, sahte küpürün bulunup bulunmadığı ancak yargılama sonucu alınan uzman bilirkişi raporu ile ortaya çıkacağına ve yapılan fesih nedeni ile davalı idareye bir kusur izafe edilemeyeceğine göre fesih hakkının kötüye kullanıldığından da söz edilemez. Hal böyle olunca mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle, davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 6.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.