Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/2925 E. 2014/27539 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2925
KARAR NO : 2014/27539
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2004/24-2013/508

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, kendisine ait aracın kaza yapması nedeni ile davalılardan damadı olan A..’e emanet olarak bıraktığını onun da aracı diğer davalı H..’in dükkanına emanet olarak bıraktığını, kendisinden hiç bir yetki ve talimat almadan aracı diğer davalı K..e sattıklarını ve satış bedelini ödemediklerini ileri sürerek, aracın aynen teslimine, mümkün olmazsa araç değeri 12.000 TL. İle aracı kullanamamasından doğan maddi zararı 1000 TL ve manevi zararı olarak da 1.000 TL.nin yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalı Kemal, davaya konu aracı diğer davalılardan 6.000 TL.na satın aldığını, 5.500 TL. masraf yaparak 3. şahsa sattığını savunmuş, karşı dava ile satış bedeli ile masraflar toplamının faizi ile ödetilmesini istemiş, diğer davalılar usulüne uygun tebliğe rağmen cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl davanı kabulü ile, 6.000 TL. araç bedeli ile 1.000 TL. araç mahrumiyet bedelinin faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine, karşı davanın da reddine karar verilmiş; hüküm, davalı K..tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda davacının ileri sürdüğü olgulara göre tazminat isteminin konusu saklama (vedia) sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. BK.463. maddesi hükmüne göre; vedia, bir akittir ki onunla müstevdi, mudi tarafından verilen şeyi kabul ve onu emin bir mahalde hıfzetmeği deruhte eder. Ücret şart edilmekçe veya hal, müstevdiin ücrete intizarını icap etmedikçe, müstevdi ücret isteyemez. Başka bir değişle saklama bir sözleşmedir ki, onunla saklayıcı, saklatanca kendisine bırakılan taşınır bir malı kabul etme ve onu güvenli bir yerde koruma borcu altına girer. Davacı da eldeki dava ile davalıların sözleşmenin kendisine yüklediği güven ve özenle koruma borcuna aykırı davranması nedeniyle aracın aynen teslimi ya da oluşan zararını istemiştir. Davalı K.., dava konusu hasarlı aracı diğer davalılardan satın aldığını ve satış bedeli 6.000 TL.nı davalı Hüseyin’e ödediğini, aracı tamir ettirerek 5.500 TL. harcadığını savunarak, aracın iadesi ile toplam 11.500 TL.nın ödetilmesini istemiştir.Mahkemece, davalı K..’in kötüniyetli olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Satış sözleşmesinin geçerli olabilmesi için satıcının malik olma zorunluluğu bulunmadığına göre davalı Kemal’e yapılan satış geçerlidir. Ancak davalı alıcı K.. aracın iadesini kabul ettiğine ve davacı da öncelikle aracın iadesini talep ettiğine göre mahkemece aracın davacıya iadesi hususu değerlendirilmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Yine dava konusu aracın hasarlı vaziyette davalı K..e satıldığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Öyle ise, davalı K..’in hasarlı aracın tamiri için harcadığı faydalı ve zorunlu masrafları da talebe hakkı vardır. Buna göre, tarafların, hasarın miktarı ve boyutu konusundaki varsa delilleri de sorulup toplandıktan sonra araç tamiri konusunda uzman teknik bilirkişiden araçta satış esnasında bulunan hasarın kaç liraya giderilebileceğine dair taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karşı dava hakkında bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davalı Kemal yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.