Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/28965 E. 2015/20911 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28965
KARAR NO : 2015/20911
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 18/02/2013 tarihinde davalı şirkete … model telefonunu güncelleme işleminin yapılması için teslim etttiğini ancak telefonun davalıların yedinde iken çalındığını, telefonunu kaybetmekle maddi zarara uğradığı gibi telefonda ailevi fotoğraflarının, bir kısmına bir daha ulaşması mümkün olmayan telefon numaraları ve kişisel bilgilerin bulunması nedeniyle manevi kayba da uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 500TL maddi ve 1000TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiş; 07.05.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 1000TL olmak üzere artırmıştır.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, açılan davanın kabulüne, telefonun bedeli olarak 1.000TL’nin 500TL’lik kısmının dava, kalan kısmının ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan 18.02.2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kabulüne, 1.000TL manevi tazminatın 18.02.2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı … Bilişim Konfeksiyon Telekominikasyon San.Tic.Ltd.Şti tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381, 388. ve 389. maddelerinde (yeni HMK 294,297) maddelerinde düzenlenmiş olup, hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 388. maddesinin son fıkrası (yeni HMK 297/son) ile “Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece kararın gerekçe kısmında, davacı tarafın davasını 1500TL üzerinden ıslah ettiği ve mahkemece davacıya ait telefonun değerinin 1500TL kabul edildiği belirtilmiştir. Oysa, hüküm kısmında telefonun bedelinin 1000TL olduğu kabul edilmiştir. Anlatılan şekilde, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması, HUMK.’nun 388/son (yeni HMK 297/son) madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı şirketin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalı şirketin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.