Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/28803 E. 2015/36840 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28803
KARAR NO : 2015/36840
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı şirket davalıdan meyve satın aldığını, bedelini ödemesine rağmen meyvelerin teslim edilmediği gibi parayı da iade etmediğini ileri sürerek Bursa 10. İcra Müdürlüğünde icra takibine geçtiğini, davalının takipte borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, yerleşim yerinin İnegöl olduğunu takibin İnegöl icra müdürlüğünde yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davacı şirket merkezinin Mersin’de olması, Bursa’da yapılan takibin geçerli olmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, satım sözleşmesine istinaden fazla ödenen avansın iadesi istemiyle açılmış itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık yetkili icra dairesinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İcra dairesinin yetkisini düzenleyen İcra İflas Kanunu’nun 50/1 maddesine göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” HMK nın 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Öte yandan HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde düzenlenen mahkemenin yetkisi ise özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Bu husus icra takibi için de geçerlidir. Somut olayda dava, sözleşmeye dayalı bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğuna göre TBK.nun 89. maddesi gereğince, götürülecek borç niteliğinde olup alacaklının ikametgahında da dava açılabilir. Yine HMK.nun 10. maddesi gereğince alacaklı, para borcunun ödenmesi için borcun yerine getirileceği yer olan kendi ikametgahında dava açabilir. Şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisine gelince; mahkemece davacının takibini ancak şirketin merkezi olan Mersin’de yapması gerektiğine karar verilmiş ise de 6100 sayılı HMK.14/1 cümlesinde aynen; “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” Şeklinde ifade edilmiştir. Şubenin yaptığı işlemlerden doğan hak ve borçlar merkeze ait olsa da davacı ister merkezde isterse şubenin bulunduğu yerde dava ve icra takibine geçebilir.” Kuralı bulunmaktadır. Bir tüzel kişinin başka bir yerde şubesi varsa o şubenin işlemlerinden dolayı şubenin bulunduğu yer mahkemesi veya icra dairesi yetkili olabilir. Gerçekten davacı şirketin merkezi Mersin ise de şubesi Bursa’da olup davaya konu meyve alım satım sözleşmesi de davacı şirketin …şubesi ile yapılmıştır. Hal böyle olunca şubenin yapmış olduğu konusu para olan işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, şubenin bulunduğu yer icra dairesi ve mahkemeleri yetkili olacaktır. Hal böyle olunca taraflar arasındaki götürülecek borcun bizzat Şubenin davalı ile yaptığı işlemden kaynaklanması nedeniyle alacaklının ikametgahı mahkemesinde icra takibine geçilmesinde davacının seçimlik hakkı bulunmaktadır. Mahkemece bu husus ön sorun (hadise) şeklinde incelenerek yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yetki itirazının kabul edilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına bozulmasının, 2.bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 15/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.