Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/287 E. 2014/14767 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/287
KARAR NO : 2014/14767
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2012/242-2013/173

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 11.7.2011 tarihli vekaletname ile davalı Ömer’in vekili olarak diğer davalı şirketten olan alacağın tahsili için icra takibi yaptığını, ne var ki davalının bilgisi dışında diğer davalı karşı tarafla sulh olduğunu, 16.1.2012 tarihli ihtarla haksız olarak azledildiğini icra dosyasından karşı yan vekalet ücretini tahsil ettiğini , ancak sözleşme vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, 11.7.2011 tarihli belge gereğince % 25 oranındaki vekalet ücretinin tahsili için yapılan takibe de haksız itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ömer, davacının borçludan tahsil ettiği 3.000 TL. nakit ve 10.000 TL. senetli tahsilatı vekalet ücretine mahsuben aldığını, borcun bulunmadığını savunmuş, davalı şirket de sorumlu olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, itirazın iptali ile , 13.305,25 TL. asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2014/287-14767
2-Davacının, davalı Ömer’in 11.7.2011 tarihli vekaleti ile diğer davalı Şirket aleyhine 10 adet toplam 100.000 TL. bedelli senetlerin tahsili için icra takibi başlattığı, davalıların 3.12.2011 tarihli protokolle sulh oldukları ve davacının 16.1.2012 tarihli ihtarla azledildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Mahkemece, taraflar arasındaki 11.7.2011 tarihli belge içeriğine göre, takip konusu 100.000 TL. Üzerinden % 25 oranında vekalet ücretini talep edebileceği gözetilerek, yasal vekalet ücretinin tarafa ait olduğu gerekçesi ile , davacı avukatın icra dosyasından tahsil ettiği 11.694 TL.nin mahsubu ile bakiyesi üzerinden dava kabul edilmiştir.
Davalı Ömer imzasını taşıyan 11.7.2011 tarihli ” muvafakatname-talimatname ” başlıklı belgede; davacı avukata toplam 100.000 Tl. bedelli senedin tahsil için verildiği ve ana para dışındaki faiz ve ferilerinin avukata ait olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Anılan belgede davacı imzası bulunmadığı gibi, ödenecek vekalet ücretine ilişkin bir kararlaştırmanın da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalılar arasındaki 3.12.2011 tarihli sulh protokolünün taraflar arasındaki tüm uyuşmazlıklara yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı ödenecek vekalet ücretinin % 25 oranında olduğunu isbatlayamadığına göre, Avukatlık Kanununun 164/4 maddesine göre , değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşulu ile davanın kazanılan bölümü üzerinden yüzde on ile yüzde yirmi arasında belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi, ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden , avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlüdür.
Avukatlık Kanunun 165. maddesi “… Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar. .” hükmünü getirmiştir.
Açıklanan yasal kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı avukatın sözleşme vekalet ücretinin avukatlık kanununun 164/4 maddesi gereğince % 10-20 oranı gözetilerek hesaplanması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde % 25 oranı üzerinden hesap yapılması usul ve yasaya aykırı olup davacı yararına bozmayı gerektirir.
3-Yukarıda açıklanan şekilde , karşı yan vekalet ücretinin avukata ait olduğu ve davacı avukatın karşı yan vekalet ücretini de icra dosyasından tahsil ettiği gözetilerek, sözleşme vekalet ücretinden karşı yan vekalet ücretinin ayrıca mahsup edilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, davacı yararına bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle , davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açılanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı 3. Bent gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 3. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.