Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/28458 E. 2014/40862 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28458
KARAR NO : 2014/40862
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2012/1465-2014/228

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, kızının eğitimi için davalı dershane ile sözleşme imzalandığını, davalının üzerine düşen edimlerini ifa etmediği gibi ödediği bedeli de iade etmediğini, bu bedelin tahsili yönünde başlatılan takibe de haksız şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava tüketicinin açtığı itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece kısa kararda davanın kısmen kabulüne karar verilmekle yetinilmiş, talep olunan icra inkar tazminatı hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemişken karar gerekçesinde alacağın yargılama gerektirir mahiyette olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nın yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda kısa karar ve hüküm sonucu ile gerekçe arasında icra inkar tazminatı yönünden açık çelişki yaratılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bu durum hükmün bozulmasını gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.