Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/2789 E. 2014/2846 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2789
KARAR NO : 2014/2846
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 31/05/2013
NUMARASI : 2012/605-2013/311

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ravayı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, Z.. B.. G..Ç..Ş..den 16/05/2008 tarihinde Konut Kredisi kullandığını, kredi faizlerinde oluşan düşüşten yararlanmak için yeniden yapılandırma isteğiyle davalı bankaya başvurduğunu, banka tarafından yeniden yapılandırma masrafı olarak 2010 yılında 1.300,00-TL – 2011 yılında 1.080,00-TL olmak üzere toplam 2.380,00-TL alındığını, bunun üzerine kendisinden alınan bedellerin iadesi için davalı banka aleyhine hakem heyetine müracaatta bulunduğunu, D..Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 12/04/2012 tarih ve 2012/147 sayılı kararıyla haklı bulunduğunu ifade ve özetle; kredi yapılandırılması nedeniyle tarafından alınan 2.380,00-TL bedelin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, HMK.’nın 320.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilerek davanın kısmen kabulüne, 2.380,00 Tl.nin davalıdan tahsiline, karar verilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1.Savunma hakkı Anayasanın 36.maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27.maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK.’nın 320/1.maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. HMK’nın 27.maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hal böyle olunca, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
2.Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 41.00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 4.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.