Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/26951 E. 2015/20861 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26951
KARAR NO : 2015/20861
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, murislerinin davalılara taşınmaz sattığını, ödenmeyen bakiye bedel için taşınmaz üzerinde satıcı murisleri lehine ipotek tesis edildiğini, davalıların taşınmazın kamulaştılırması sürecinde ipoteğin kaldırılması yönünde icra hukuk mahkemesine açtıkları davada eski 50.000 TL lik 22.11.1972 tarihli ipotek bedeli için 50 TL ödenmesine kararlaştırıldığını, oysa bu miktarın gerçek alacağı karşılamayacağını, rayiç bedeller ve kamulaştırma bedeli dikkate alınarak günümüz rayicinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin davalılardan faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla istemini 21.202,78 TL ye yükseltmişlerdir.
Davalılar davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın ıslahla birlikte kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava ipotek bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İpotek; halen mevcut veya henüz doğmamış olmakla birlikte ilerde doğması kuvvetli kişisel bir alacağı teminat altına alma amacı güden fer’i nitelikte sınırlı bir ayni haktır. Bu haliyle ipotek, teminat altına alınan alacağa bağlı bir hak olarak kendini gösterir. Kural olarak da ipotek, sözleşmeyle kurulur. İpotek sözleşmeyle kurulmuşsa, ipotek akdinin kapsamını sözleşmenin içeriği tayin eder. Taraflarca sözleşmede kararlaştırılan hükümlere, istisnalar hariç hâkimin müdahale yetkisi yoktur. Ancak kanun bazı alacak türleri için alacaklıya, tescilsiz hüküm ve sonuç meydana getiren rehin hakkı tanımıştır (TMK. m.865-867). Bazen de kanun bazı alacaklar için alacaklıya, tescille kurulabilen rehin hakkı tanımıştır. Bunlar kanundan doğrudan kaynaklanan tescilsiz rehinden farklı olarak, alacaklının talep etmesi halinde tescille hüküm ve sonuç meydana getiren rehinlerdir. Bunlara da kanundan kaynaklanan rehin hakları denir. Kanundan dolayısıyla kaynaklanan rehin haklarının neler olduğu TMK. m.893’de “satıştan doğan alacağı için satılan taşınmaz üzerinde satıcının, elbirliği ortaklığına giren taşınmazlarda paylaşmadan doğan alacakları için birlikte mirasçı olanlar veya diğer elbirliği ortaklarının, bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarların” rehin hakları olarak belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının dayandığı 22.11.1972 tarihli rehin hakkı yukarıda sözü edilen Türk Medeni Kanununun 893.maddesinde belirtilen satıştan doğan alacak için, satılan taşınmaz üzerindeki satıcının hakkı sebebiyle tesis edilmiştir. Belirtildiği üzere bu tür rehin hakkı kanundan kaynaklanan ipotek hakkıdır. Nitekim taraflar sözleşmede satış bedelinin ne olduğunu belirlemiş, ipoteğin süresi kararlaştırılmamıştır. Kısaca davacıların satıcı ipoteğinden doğan hakkı, satış bedelinden kalan 50.000 TL’den(0,05YTL) ibarettir. Faizsiz kararlaştırılan ipoteğin fekki dava ile bildirildiğinden, bu alacağa geçmiş günler faizi de yürütülmesi gerekmez. Hal böyle olunca Mahkemece, bu saptamalar gözetilerek davacının satıcı ipoteğinden kaynaklanan alacağının 0,05 YTL olduğu, bu bedelin de icra hukuk mahkemesi nezdinde karara bağlanarak davacılara ödenmesi yönünde kesinleştiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalıların birinci bent kapsamı dışında kalan sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.