Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/26353 E. 2014/27682 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26353
KARAR NO : 2014/27682
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : Bursa 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2014
NUMARASI : 2013/1278-2014/589

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R
Davacı davalı bankadan 65.000 TL konut kredisi kullandığını, kredi nedeniyle kesilen 4.900 TL nin yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüyle 2.349,97 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK nın 31. maddesine göre Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Düzenlemede her ne kadar açıklama yaptırılabilir denilmişse de bunun, hakimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir. Hakimin aydınlatacağı belirsizlik vakıalara ilişkin olabileceği gibi talep sonucu ile de ilgili olabilir. Somut olayda davacı dava açarken davalı bankadan çektiği konut kredisinden alınan kredi dosya masrafı, yapılandırma masrafı, kredi hizmet bedeli adı altında 4900 TL kesinti yapıldığını belirterek talepte bulunmuş bilirkişi incelemesinden sonra verdiği dilekçe ile de bu bedelin içinde DASK, ekspertiz ile ipotek fek ücreti gibi masrafların olduğunu bildirmiştir. Ne var ki mahkemece bu husus gözden kaçırılarak dava dilekçesinde açıkça belirtilmediği gerekçesiyle bir kısım taleplerin reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; davacının talebini, dilekçede yazdığı masraf kalemleriyle belirleyip sınırladığı, dilekçede genel adlarıyla yer alanlar dışında yazılı olmayan kalemleri ileri sürmediği söylenemez. Tüketici işleminde daha güçsüz konumda olan tüketici, uzman hukukçular tarafından önceden hazırlanmış bir bankacılık sözleşmesinin içeriğine yeterince müzakere etmeden etki etmesi beklenemeyeceği gibi sözleşmede yer alan karmaşık faiz hesaplarını, vergi ve masraf ilavelerini ve bunların isimlerini ve sonuçlarını bilebilecek bilgi donanımına da sahip değildir. Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmadığı açık olduğuna göre kredi masraflarının her banka tarafından ayrı ayrı isimlendirildiği de dikkate alındığında davacıdan masraf kalemlerini ayrıntısıyla yazmasının beklenmesi de hakkaniyete aykırıdır. O yüzden dava dilekçesinde genel başlıklar halinde yer alan masraf kalemlerinin sınırlandığı söylenemez. Kaldı ki davacının dilekçesinde belirttiği kesinti kalemlerinin toplamı da 4900 TL etmediği yapılan bilirkişi incelemesinden anlaşılmaktadır. O halde içinde başka masrafların da yer aldığının kabulü zorunludur.
Öte yandan davacıdan kredinin yapılandırılması sırasında ayrı ayrı isimlerle 975,00 TL, 1100 TL, 274,97 TL ve 894,97 TL yapılandırma ücretleri kesilmiştir. Mahkemece ilk üç ücret yönünden dava ve talep kabul edilirken, kredinin ikinci yapılandırması sırasında alınan 894,98 TL yönünden kabul edilmemesi de hatalı olmuştur. Hal böyle olunca dairemizin yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere bu tür davalarda ispat yükü bankaya ait olup davalı banka sadece kredinin verilmesi ve yapılandırılması için zorunlu ve belgeli olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Aksi halde belgesi ibraz edilmeyen masrafların tüketiciden istenebileceğine ilişkin kayıtlar haksız şart teşkil etmektedir. Somut olayda davalının ferdi hayat sigorta poliçesini ibraz edemediği anlaşılmaktadır. Öyleyse davalının ibraz ettiği sigorta poliçe ve prim tahsilat bedelleri dışında kalan masraflar yönünden bilirkişi raporu doğrultusunda dosya kapsamına uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle bir kısım isteğin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle yerel mahkeme hükmünün davacı yararına BOZULMASINA, 18.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.