Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/2634 E. 2014/28363 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2634
KARAR NO : 2014/28363
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2010/14-2013/443

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalı M.. S.. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan M.. S..’in vekili olarak diğer davalılara karşı Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/50 esas sayılı dosyası üzerinden “vasiyetin iptali ve tenkis” davası açtığını, yargılama devam etmekte iken, müvekkili olan davalı M.. S.. tarafından haksız olarak azledildiğini, açılan davanın ise feragatle sonuçlandığını, bu nedenle Avukatlık Kanunu’nun 165. Maddesi gereğince davalıların vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarını, yazılı ücret sözleşmesine göre murise ait terekenin %10’u üzerinden vekalet ücretinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 8.000,00 TL ücret alacağının faiziyle birlikte tahsiline kara verilmesini istemiş, ıslah dilekçesiyle de talep miktarını 179.290,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalılardan M.. S.., görevini gereği gibi yerine getirmeyen davacının haklı olarak azledildiğini, diğer davalılarla arasında bir anlaşma ve sulhün söz konusu olmadığını, açılan davadan kendi isteği ile vazgeçtiğini, vazgeçme nedeniyle de hiçbir bedel almadığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu, diğer davalılar ise, davalılardan M.. S.. ile aralarında hiçbir anlaşmanın bulunmadığını, kendilerine karşı husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, “azlin haksız olduğu, ücret sözleşmesinin geçerli olduğu, davacının talep edebileceği ücretin davalının miras payı veya tenkis hesabı sonunda talep edebileceği muhtemel miktarın %10’u üzerinden 179.290,00 TL olduğu, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesindeki şartların ise oluşmadığı” kabul edilerek, A.. ve L.. S.. hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı M.. S.. hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne, 179.290,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalılardan M.. S.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-1136 sayılı Avukatlık Kanununun 4667 sayılı yasayla değişik 163. Maddesinde, “Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukuki yardımı ve meblağı yahut değeri kapsaması gerekir.”, 164. maddesinin 1. fıkrasında, “Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.” Aynı maddenin 2. fıkrasında da “Yüzde yirmi beşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.”, aynı maddenin 3. fıkrası ise, “İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.” düzenlemeleri mevcuttur.
Taraflar arasındaki vekalet ücret sözleşmesi, “tereke kıymet takdiri üzerinden %10 olarak vekalet ücreti anlaşması yapılmıştır.” şeklinde olup, bu şekildeki bir ücret sözleşmesinin, az yukarda belirtilen Avukatlık Kanununun “ücretin belirlenmesine” ilişkin hükümlerine aykırı olduğu ve bu nedenle de geçersiz olduğunun kabulü gerekir.
Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde, dava konusu olayda olduğu gibi, “….ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde” avukatlık ücretinin, konusu para ile ölçülemeyen davalarda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki maktu ücret üzerinden, konusu para ile ölçülebilen davalarda ise, müddeabihin değerinin %10’u ile %20’si arasındaki bir oran üzerinden belirleneceği öngörülmüştür. O halde davacıya ödenecek olan vekalet ücretinin, söz konusu yasa hükmüne göre belirlenip, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, sözleşmenin geçerli olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. bent gereğince davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 0,90 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan 3.061,85 TL harcın istek halinde davalı M.. S..’e iadesine, 23.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.