Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/25872 E. 2014/31454 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/25872
KARAR NO : 2014/31454
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 27/10/2011
NUMARASI : 2009/867-2011/934

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, “Soyak Olympiakent“ adıyla bilinen projede Küçükçekmece, İkitelli-Halkalı .. ada .. parselde yer alan… Bölge, D-2 Blok. 11 numaralı daireyi davalı TOKİ adına vekaleten davalı S.. A.Ş.’den 14.04.2004 tarihli “ Taşınmaz Satış Sözleşmesi” ile satın aldığını, davalıların satış sırasında reklamını yaptıkları projede müşterilerine satın alacakları daire/villa ile birlikte 1 milyon m2 arazi üzerinde, 450 bin m2 yeşil alan içerisinde 50.000 ağaçla çevrili, yüzme havuzları, yürüyüş, koşu ve bisiklet parkurları, buz pateni ve buz hokeyi pistleri, basketbol ve tenis kortları, İlköğretim okulu, ticaret merkezi, vb. beklentilerin üzerinde sosyal ve sportif imkanlar sunarak, kaliteli, sağlıklı, güvenli ve huzurlu bir yaşam alanı inşa ve teslim edileceğinin ilan edildiğini, ancak sitenin genel çevre duvarının ve demir parmaklıklarının dahi büyük ölçüde tamam olmadığını ve vaat edilen “ 24 saat özel güvenlik” sisteminin işlemediğini, site çevresinin 50.000 ağacın varlığı bir yana neredeyse çıplak bir görüntüye sahip olduğunu, site içinde site sakinlerine ait olacağı vurgulanan özel yaşam ve spor kompleksi vaat edilmesine rağmen vaad edilen spor kompleksinin Toki’ye ait 518 nolu ada üzerinde kaldığını ve fiili durumu itibarıyla çevre duvarı ve güvenliğinin olmaması sebebiyle kamuya açık hale dönüştüğünü, davalıların yaptıkları reklam ve tanıtımlarla kendisini kasten yanılttıklarını ve ayıplı mal sattıklarını, bu nedenle dairede önemli bir değer kaybı bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davacılar vekili 26/10/2011 tarihinde dosyaya sunduğu ıslah dilekçesi ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 6.243,00.TL olarak davayı ıslah etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında davalının edimini eksik olarak yerine getirdiğinin tespitine, eksik ifa konutun değerinin düşmesine neden olduğundan 1.000,00.TL maddi tazminatın dava tarihinden, 5.617,00.TL maddi tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. 6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Bu hükümler kamu düzeni ile ilgili olup, resen gözetilir.
Temyize konu davada, kararın gerekçe kısmında davanın kısmen kabulü ile dava konusu konuttaki gizli ayıplar nedeni ile oluşan değer kaybı tutarı olan 6.243,00.TL maddi tazminatın yasal faizi ile tahsiline karar verildiği yazılı olduğu halde, kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında toplam 6.617,00-TL’nin yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verildiği belirtilerek, hükmedilen meblağlar yönünden gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Bu durum, az yukarda açıklanan hüküm ile gerekçenin birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA,(2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 99.00 TL harcın istek halinde davalılara iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.