Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/25693 E. 2014/29173 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/25693
KARAR NO : 2014/29173
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2013
NUMARASI : 2013/104-2013/633

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı H.. A.. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, mülkiyeti davalılardan M.. Ö..’e ait olan taşınmazı, M..Ö..’ün vekalet verdiği diğer davalı H.. A..’ndan 25.000,00TL bedelle satın aldığını, M..Ö..n bu taşınmazı dava dışı H.. Z..’den satın aldığını, H.. Z..nin ise önceki tapu maliki olan ve dava dışı İ.. Ö..in vekalet verdiği T.. Ç..in vekaleten satışı ile taşınmazın maliki olduklarını, İ.. Ö.’in kendisine tapu iptal ve tescil davası açtığını, dosya kesinleştiğinden, bedelini ödeyerek satın aldığı taşınmazın tapusunun elinden alındığını, bu nedenle satım bedeli olarak ödenen 25.000TL’nin davalılara ödeme tarihi olan 09.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve aleyhine açılan davada kendi vekiline ödemiş olduğu 1.800TL ile karşı vekalet ücreti olarak ödemiş olduğu 1.500TL’nin de dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 27.200,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan H.. A..’ndan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı M.. Ö.. aleyhine açılan davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı H.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381, 388. ve 389. maddelerinde (yeni HMK 294,297) maddelerinde düzenlenmiş olup, hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 388. maddesinin son fıkrası (yeni HMK 297/son) ile “Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, satın aldığı taşınmazdan dolayı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre, zararlarını malik olan davalı M..Ö..ve vekil olarak hareket eden diğer davalı H.. A..’ndan talep etmiştir. Ancak, mahkemece gerekçeli kararda malik ve vekil karıştırılmıştır. Vekil ile asilin kim olduğu açıkça tespit edilip, sonuca göre hüküm tesisi gerekir. Anlatılan şekilde, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması, HUMK.’nun 388/son (yeni HMK 297/son) madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı H.. A..’nun temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalı H.. A..’nun temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 464,50 TL harcın istek halinde davalı H.. A..’na iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.