Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/2431 E. 2014/35415 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2431
KARAR NO : 2014/35415
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 7. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2011
NUMARASI : 2005/942-2011/1095

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, davalı ile imzaladıkları 31.8.1988 tarihli devre tatil sözleşmeleri gereğince, Manavgat İlçesi, Ç.. mevkiinde bulunan 911 ve .. parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki P.. Tatil Sitesinde davacının H bölgesinde bulunan .. kapı nolu evin 5.dönemi ile .. nolu evin 11.dönemini kapsayan devre tatil hakkına sahip olduğunu, davalı tarafından gönderilen 14.2.2005 tarihli yazı ile, yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye 11.557.000 TL. tutarında harcama yapıldığını, bu miktarın yenileme katkı payı adı altında devre sahiplerinin hisselerine düşen tutarlarda ödemeleri gerektiğinin bildirildiğini, oysa ki sözleşmenin 10. maddesinin c fıkrası gereğince, devre sahipleri olarak ödemekle yükümlü oldukları miktarın, işletme servis bedellerinden ibaret olduğunu, davalının bu servis bedellerini de keyfi olarak fahiş belirlediğini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların devre sahiplerinden talep edilemeyeceğini, bu talebin 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine ve hakkaniyet ilkelerine de aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı tarafça yenileme katkı payı adı altında talep edilen 3.383 TL bedelden sorumlu olmadıklarının tespitiyle bu konuda yaratılan muarazanın men’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, yenileme katkı payına ilişkin talebin, sözleşme, yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiş, davacı aleyhine açtığı ve birleştirilen davada ise, yapılan bu imalatlar nedeniyle devre tatil hakkının rayiç değerinin arttığını, bu artış oranında da davalı-karşı davacının sebepsiz zenginleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 3.382 TL. tazminatın davalı-karşı davacıdan,zenginleşmenin meydana geldiği 29.12.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünden, davacının 197.70 TL. yenileme katkı bedelinden sorumlu olduğunun, bakiyesinden borçlu olmadığının tesbitine, birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı-karşı davacı şirket tarafından, 29.12.2005 tarihi itibariyle devre sahiplerinin sebepsiz zenginleşmesinin meydana geldiği belirtilerek, bu tarihe kadar yapılan yenileme giderleri nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğuna göre, benzer dosyalarda Dairemize ait bozma kararlarında da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davalı-karşı davacının, objektif iyiniyet kurallarına göre, evlerin ve müşterek kullanıma ayrılan yerlerin normal olarak kullanılabilmesi, varlığını koruyabilmesi için zaruri olan bakım ve onarımı, evlerdeki yıpranan eşyaların zorunlu olarak yenilenmesi için gereken masrafları davacı-karşı davalı devre tatilciden sözleşme kapsamına göre isteyebileceğinin kabulü gerekeceğinden, davalı-karşı davacı şirketin sebepsiz zenginleşmeye dayalı söz konusu talep hakkının da anılan sözleşmeden doğduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafından açılan menfi tesbit davası sonucunda, mahkemece verilen hüküm, davacıların 2001 yılından başlayarak 14.2.2005 tarihli yazı ile bildirildiği tarihe kadar davalı şirket tarafından yapılan makul ve normal tamirat,tadilat, yenileme ve onarım giderlerinden ünite ve devre başı ile davacı hissesine düşen bedelin yenileme katkı bedeli konusunda borçlu olduğu miktarı gösteren tesbit hükmü niteliğindedir. Davacının borçlu olduğu tesbit edilen miktar ile birlikte sebepsiz zenginleşmenin meydana geldiğini bildirdiği 29.12.2005 tarihine kadar talep edebileceği yenileme katkı bedelinin, davalı şirket tarafından icrai nitelik taşıyan eda davası ile talep edilmesine yasal bir engel bulunmamaktadır.Kaldı ki, davalının eda davası açmasında hukuki yararı da bulunmaktadır. O halde , birleşen dava açısından davacının sorumlu olduğu 29.12.2005 tarihine kadar yenileme katkı bedelinin gerektiğinde ek rapor alınarak, davalıya ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1.bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen kararın, 2. bent gereğince davalı şirket yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.