YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24130
KARAR NO : 2015/17135
KARAR TARİHİ : 27.05.2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 2012 yılında davalı şirkete 27.540 kg çeltik ürününü toplam 24.450,61 TL karşılığında teslim ettiğini, davalının 8.000 TL ödeme yapmasına rağmen bakiye bedeli ödemediğini, davalının ürünü teslim aldıktan sonra müstahsil makbuzu düzenlediğini, dava dışı üçüncü kişiye yapılan ödemenin geçerli olmayacağını, bakiye bedelin tahsili amacı ile başlatılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, dava dışı üçüncü kişi ::..’un davacının kimliği ile ürünleri işyerine getirdiğini, davacıya ait ürünleri satmak istediğini belirtmesi üzerine müstahsil makbuzunun davacı adına düzenlendiğini, davacı adına işbankası şubesi vasıtası ile ödeme yaptığını ve davacı adına da ..a ödeme yaptığını, davacının hiçbir alacağı kalmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalının .. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3999 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, itirazın 16.440.00 TL asıl alacak için iptaline, takibin 16.440 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
î-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-İİK.mm 67/2 maddesi hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacağın likit ve belli olması, yani borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu alacağın çeltik bedeline ilişkin olduğundan davacı yararına icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece davalının, dava dışı ..’a ödeme yaparak borcundan kurtulduğunu düşündüğünden takibe itiraz etmesinde kötü niyetli olarak görülmediğinden bahisle bu kalem istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle kararın hüküm fıkrasındaki ” İcra inkar tazminat talebinin reddine ” ilişkin cümlenin silinerek hüküm fıkrasına “Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının % 20’si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine “ cümlesi eklenerek düzeltilmesine, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 842,01 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, 27.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.