Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/2365 E. 2014/9975 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2365
KARAR NO : 2014/9975
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

MAHKEMESİ : Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/03/2013
NUMARASI : 2012/130-2013/100

Taraflar arasındaki tapu iptali tescil-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Ö.. U.. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalılar M.. E.. ve Ö.. U.. ile aralarında noter huzurunda vekalet ücreti sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmeye uygun olarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, davalılar adına tescili istenen taşınmazın kendisi ve sonrasında yetki verdiği Av. Y..Y.. tarafından takip edildiğini, mahkeme kararı ile tescilin sağladığını, verilen kararın da kesinleştiğini ancak bugüne kadar avukatlık ücretinin ödenmediğini ileri sürerek avukatlık ücreti olarak tapuya kaydedilen taşınmazda 3′ er metre yola cepheli 2 adet taşınmazın adına tesciline bunun mümkün olmaması halinde taşınmazların değerinin tespiti ile tahsiline, yargılama sırasında 27.03.2012 tarihide verdiği ıslah dilekçesi ile tescil edilen taşınmazın değerinin %25 I olan 31.777.25.TL’ nın vekalet ücreti olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ö.. U.. ve davalı M.. E..nin bir kısım mirasçıları, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile toplam 19.091.77.TL’ dan 11.000.00.TL’ nın dava tarihinden, 8.091.77.TL’ nın ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Ö.. U.. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı avukat ile davalılar arasında düzenlenen 10.05.1988 tarih ve 02075 yevmiye sayılı vekalet ücreti sözleşmesi ile Ardahan Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 1977/630 Esas sayılı dava dosyasının takibi yönünde anlaşmaya varıldığı, krokisinde 640 m2 olan bu yerin davalılar adına 2014/2365-9975
Tapuya bağlandığı takdirde kararın kesinleşme tarihinde taşınmazın değerinin %25′ inin vekalet ücreti olarak avukata ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı avukatın 12.09.1990 tarihinde davayı takip etmek üzere Av. A.Y.. Y..’ a vekalet verdiği ve 05.03.1991 tarihinden itibaren davanın bu Avukat tarafından takip edildiği, Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.2006 tarih ve 2005/238 esas 2006/444 Karar sayılı kararı ile krokide sınırları belirlenen 149.54.m2 taşınmazın davalılar adına ½’ şer hisse olarak tesciline karar verildiği ve bu kararın 16.02.2007 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
Davacı avukat üzerine aldığı işi önce kendisi sonra vekalet verdiği Av.A.Y.. Y.. aracılığıyla layıkıyla takip ederek sonuçlandırdığı için vekalet ücretini talep etmekte haklıdır. Davacıya ödenmesi gereken vekalet ücretinin tespiti için ise öncelikle uyuşmazlığa uygulanacak Avukatlık Kanunu hükümlerinin belirlenmesi zorunludur. Bilindiği üzere, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, 2.5.2001 tarihinde 4467 sayılı Yasa, 13.1.2004 tarihinde de 5043 sayılı Yasa ile değişikliğe uğramıştır. Mahkemece anılan yasalarla değişikliğe uğrayan Avukatlık Kanununun değişik 164/4. maddesine göre karar verilmişse de, 13.1.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5043 sayılı Yasanın 7. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununa eklenen “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kesin olarak hükme bağlanmamış bütün ihtilaflarda bu kanunun değişik hükümleri uygulanır” hükmünü içeren geçici 21. madde, Anayasa Mahkemesince 7.2.2008 tarihinde iptal edildiğinden, avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıkların, sözleşmelerin kurulduğu tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 10.05.1988 tarihinde imzalanması nedeniyle bu dava ile ilgili ücret uyuşmazlığının çözümünde, sözleşme tarihinde yürürlükte olan 1136 sayılı Kanunun, 4667 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki hükümleri esas alınmalıdır. Bu noktada taraflar arasındaki ücret sözleşmesinin geçerli olup olmadığının, dolayısıyla davacının sözleşmede belirtilen ücreti talep etmekte haklı olup olmadığının belirlenmesi gereklidir. Nitekim, vekalet ücret sözleşmelerinin geçerli olup olmadığı, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de resen gözetilmesi gereken bir husustur.
1136 sayılı Kanunun, 2.5.2001 tarihli 4467 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki 164. maddesinin 1. fıkrası hükmü gereğince, vekalet ücretinin belli ve muayyen olması gerekli olup, yine aynı Kanunun 164. maddesinin 2. fıkrasına göre de, %25’i aşmamak üzere nispi bir ücretin vekalet ücreti 2014/2365-9975
olarak kararlaştırılması mümkün ise de, bunun geçerli olabilmesi, başarıya göre değişme koşulunu taşımasına bağlıdır. Başka bir ifade ile, davada gösterilen başarıya göre değişmek ve %25’i aşmamak üzere, dava olunan veya hükmolunacak şeyin değerinin belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir. Avukatın davayı kazanması durumunda belli bir ücret alacağı, kaybetmesi durumunda ise hiçbir ücrete hak kazanamayacağı, diğer bir deyişle avukatın ücret almasının, davayı kazanma koşuluna bağlı olacağı yolundaki sözleşmeler geçerli değildir. Yine aynı Kanunun 164. maddesinin 3. fıkrasına göre de, dava konusu mal, alacak veya hak gibi kıymetlerden bir kısmının aynen avukata ait olacağına ilişkin sözleşmeler de, “hasılı davaya iştirak” niteliğinde olduğundan geçersizdir.
Dava konusu olayda, taraflar arasındaki 10.05.1988 tarihinde imzalanan ücret sözleşmesinin “Dava edilen taşınmazın tapuya bağlanması halinde, kesinleşme tarihindeki değerinin %25′ i avukatlık ücreti olarak ödenecektir.” şeklindeki ücrete ilişkin hükümleri, az yukarıda açıklanan yasanın öngördüğü “belli ve muayyen olma” ve “başarıya göre değişme” kurallarını içermediği için geçersizdir. Davacı geçersiz olan sözleşmeye dayanarak sözleşmede kararlaştırılan ücreti talep edemez. 1136 Sayılı Yasanın 4467 sayılı yasa ile değişikliğinden önceki 163/son maddesi gereğince yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı veya sözleşme mevcut olmakla birlikte geçerli olmadığı durumlar da, avukata ödenmesi gereken vekalet ücretinin, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenmesi gereklidir. Dava konusu olayda taraflar arasındaki ücret sözleşmesi geçerli olmadığına göre, davacı tarafından davalılar vekili olarak takip ettiği Ardahan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1977/630 Esas sayılı dava dosyasında belirtilen dava değeri üzerinden vekalet hizmetinin verildiğini, tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınarak davacıya ödenmesi gerekli olan vekalet ücreti belirlenip, belirlenecek bu miktara göre hüküm kurulması gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün temyiz eden davalı Ö.. U.. yararına BOZULMASINA, peşin alınan 248.05 TL harcın istek halinde davalı Ö.. U..’a iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 2.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.