Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/23387 E. 2015/11358 K. 09.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23387
KARAR NO : 2015/11358
KARAR TARİHİ : 09.04.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, davalılar ile 11.01.2013 tarihli tellaliye sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme gereği davalılardan …’nin oğlu olan diğer davalı … adına vekaleten hareket ettiğini, davalı …’ye ait taşınmazın satışına aracılık ettiğini, ancak sözleşmede kararlaştırılan satış bedelinin % 2 si karşılığı 2.400,00 TL tellaliye ücretinin ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi başlattığını ve takibin davalılıların itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı … hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … hakkında açılan davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin 2.440,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, davacı yararına inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Temyize konu davada, mahkemece kısa kararda asıl alacak üzerinden % 40 inkar tazminatının davalı …’den tahsiline karar verilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda asıl alacak üzerinden % 20 inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş olması, hemen yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup, kararın bozulmasını gerektirir. Mahkemece 10.04.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da benimsendiği gibi önceki karar ile bağlı kalınmadan, ancak çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarda 1.bentte açıklanan nedenle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 41,70 TL harcın istek halinde iadesine, 09/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.