Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/229 E. 2014/13972 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/229
KARAR NO : 2014/13972
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2013
NUMARASI : 2012/876-2013/582

Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 06.04.2009 tarihinde davalı.. Yapı A. Şirketi ile haricen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, taşınmaz bedeli için çok sayıda senet düzenlendiğini, yaşanan olaylar neticesinde davalının borcunu ifa etmesinin imkansız hale geldiğini, taşınmaz satışına ilişkin sözleşmenin ihtarname ile haklı olarak fesh edildiğini, düzenlenen senetlerin TKHK’na aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, senetlerin ciro edilmesinin mümkün olmamasına rağmen davalı tarafından faktoring şirketlerine ciro ettiğini, sözleşme nedeniyle ödediği bedelin iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek taşınmaz bedeli olarak ödenen 71.900.00 TL’nın davalılardan tahsiline, senetlerin iptaline ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı .. Yapı A. Şirketi, haricen taşınmaz satış sözleşmesi düzenlendiğini, davacının 71.900.00 TL ödeme yaptığını, ifa gecikmesinin mücbir sebeplerden kaynaklandığını ve kusurunun olmadığını, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu ve senetlerin davacıya iade edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalılar, dava konusu bonoların kıymetli evrak olduğunu, geçerli ciro ile devir aldıklarını, itiraz ve defilerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini ve taşınmaz satışına ilişkin sözleşmeye taraf olmadıkları için kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece,..Yapı A. Şirketi aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalı .. Fak. A.Şirketi aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine ve diğer davalılar aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, taşınmaz satışı için haricen sözleşme imzaladığı ve senetler düzenlediği, davalının edimlerini yerine getirmediği, taşınmazın teslim edilmeyeceğinin ortayı çıktığı, sözleşmeyi haklı olarak fesih ettiği, düzenlenen senetlerin TKHK’na aykırı olduğu ve ödediği bedelin iadesi gerektiği iddiasıyla eldeki davayı açmış olup davalılar davanın haksız olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece, davacının davalı .. Yapı A. Şirketi ile sözleşme yaptığı, senetlerin ciro edilerek diğer davalılara verildiği ve davalı faktoring şirketlerinin sözleşmeye taraf olmamaları nedeniyle aleyhlerine dava açılamayacağı gerekçesi ve husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK’nun 6/A maddesinde, taksitli satışlarda kıymetli evrak niteliğinde düzenlenecek senetlerin, her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenleneceği, aksi halde kambiyo senedinin geçersiz olacağı belirtilmiştir. Dava konusu olayda her bir taksit için ayrı ayrı kambiyo senedi senet düzenlenmiş ise de bu senetlerde alacaklı olarak … Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye veya emrühavalesine” ibaresi yazılı olup senetlerin nama yazılı olarak düzenlenmediği ve ciro edilerek diğer davalılara devir edildiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Yasanın 6/A maddesi gereğince takip konusu bonolar geçersiz olup bu senetlerin ciro yolu ile devir edilmesi mümkün değildir. Geçersiz olan bu senetler davalı ..apı A. Şirketi tarafından diğer davalılara ciro edilerek verilmiş olup diğer davalılar sözleşmeye taraf olmasalar da davacının dava açması mümkündür. Davalı faktoring şirketlerine karşı dava açılmasına engel bir husus olmadığı gibi davacının tüm davalılara husumet yöneltebileceği kabul edilmelidir. O halde; mahkemece, dava konusu senetlerin TKHK’na göre geçersiz olduğu ve davalı faktoring şirketlerine karşı dava açılabileceği kabul edilerek, işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.