Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/22655 E. 2015/12930 K. 21.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22655
KARAR NO : 2015/12930
KARAR TARİHİ : 21.04.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacılar asıl borçlu ve kefil olarak yer aldıkları 20.11.2009 tarihli 13.000,00 TL bedelli senedi davalının bankadan çekeceği krediye teminat olması için verdiklerini, bu hususun senet üzerinde de yazılı olduğunu, çekilen kredi ile ilgili hiçbir borç kalmadığını ileri sürerek senet yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiş, herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava, teminaten verildiği ileri sürülen bono yönünden menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı, senedin davalının çekeceği krediye teminaten verildiğini, kredi borcu kapatıldığı için teminat senedinin kendi aleyhine borç doğuramayacağını ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki 10.9.2008 tarihli sözleşmede 005 nolu senedin davalı adına çekilecek krediye karşılık teminaten verildiğini, ödeme tarihinde bakiye borç bankaya yatırıldığında senedin hükümsüz kalacağı düzenlenmiştir. Davaya konu senet üzerinde de teminat senedidir başka amaçla kullanılamaz açıklaması bulunmaktadır. Bu halde senedin teminat senedi olduğu açıktır. Davacı yana, dava dışı bankanın ödeme ihtarı göndermesi üzerine davacının bankaya hitaben kaleme aldığı 19.11.2009 tarihli itiraz yazısında senedin senet alacaklısı … ile aralarındaki 10.9.2008 tarihli sözleşmeye ilişkin teminat senedi olduğu, krediye ilişkin tüm ödemelerin bu kişiye yapıldığı ancak kötüniyetle ödemelerin bankaya yansıtılmadığı, davalı bu kişinin tahsil ettiği teminat senedi bedelinin ikinci kez alınması gayretinde olduğu dile getirilmiş, senet 24.11.2009 tarihinde ödememe protestosuna konu olmuştur. Tüm bunlar ışığında kredinin davalı adına gözükmekle birlikte davacılar için çekildiği, ödemelerin davacı tarafça yapılmaması ihtimaline binaen davaya konu teminat senedinin kredi borçlusu gözüken davalıya verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece senede dayalı herhangi bir borç alacak ilişkisinin kalmadığına ilişkin davalının imzası bulunan belgenin varlığı ve banka kayıtları gözetilerek davacıların senet nedeniyle borçlu olmadıkları yönünde karar verilmiş ise de, davalının bu yönde imzası bulunan herhangi bir belge mevcut olmadığı gibi davacı tarafça sözleşmeye ek olarak deliller arasında sureti sunulan davalının ehliyet fotokopisi altındaki davalı imzasını müteakiben daktilografik yazı ile eklenmiş “…13.000,00 TL lik teminat senedimin tamamını …’tan aldım. 21.2.2009 tarihi itibari ile Mehmet Akir Ak’tan herhangi bir alacağım kalmadı. …” şeklindeki ibare altında da davalının imzası bulunmamaktadır. Davacı, teminatın şartı olan kredinin kendisi tarafından ödendiğini yasal delillerle ispatla mükellef olup, bu yöndeki delilleri sorulup, bankadan da araştırma yapılarak neticesine göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla hükmün bozulmasını gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının birinci bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine buı aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının birinci bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.