Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/22654 E. 2015/17038 K. 26.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22654
KARAR NO : 2015/17038
KARAR TARİHİ : 26.05.2015

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya teminat amacıyla vermiş olduğu 21.01.2009 vade tarihli ve 90.000,00TL bedelli çeke istinaden davalının hakkında icra takibi başlattığını, davalının aralarındaki anlaşmaya riayet etmeyerek adı geçen senet nedeniyle hakkında icra takibi başlattığından davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 90.000TL bedelli senedi teminat amacıyla davalıya verdiğini, davalının anlaşmaya uymayarak hakkında icra takibi başlattığını, icra takibine konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise anlaşmaya göre kredi borcunun davacı tarafından ödenmesi gerektiğinin belirlendiğini, kredi borcunun ödenmemesi halinde bankaya olan borç miktarı kadar düzenlenen senedin kendisine verildiğini, davacının kredi taksitlerini ödememesi üzerine kendisinin ödemek zorunda kaldığından davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kredi borcunun borçlu tarafından ödenmesi gerektiğinin tutanakla belirlendiği, ancak adı geçen borcun davalı tarafından ödendiği, davalının senet dolayısıyla alacaklı duruma geçtiği ve takip yapmakta haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava ve takip konusu senedin 03.08.2007 tarihli sözleşmenin teminatı olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Sözleşme gereği davacı tarafından yapılması gereken ödemenin davalı yanca yapıldığı belirtildiğine göre, bu ödeme miktarı kadar senedin takibe konulmasında davalının hukuki yararı vardır. Dolayısıyla davalının bankaya yaptığı ödemelere ilişkin belgeler incelenip gerekirse konusunda uzman bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle davalının takip konusunda haklı olduğu alacak miktarı saptanmalı, fazlası yönünden ise davacının menfi tespit istemi hakkında sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 26/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.