Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/2252 E. 2014/38223 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2252
KARAR NO : 2014/38223
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2009/299-2013/125

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, asıl davada; davalı ile 04.11.2002 tarihinde noterde Odabaşılık ve çay ocağının devamlı çalışması ile ilgili sözleşme yaptığını, davalının sonradan görevini yapmaması üzerine 27.05.2004 tarihinde ihtarname gönderdiğini, kira parası toplama yetkisini kaldırdığını, toplayıpta üzerinde bulunan kira paralarını da davalının kendisine ödemesini ve çay ocağı ile hanı tahliye etmesini istediğini ancak davalının tahliye etmediğini ileri sürerek odabaşılık görevinin sona erdiğinin tespiti ile sözleşmenin iptaline, davalının haksız müdahalesinin men’ine ve handan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, asıl davanın reddi ile, 07.09.2005 tarihli karşı davasında; davacı karşı davalı ile aralarındaki sözleşmede, taşınmaz satıldığında yada kendisi tahliye ettirildiğinde kendisine davacı karşı davalının 33.000.USD ödeyeceğini, ayrıca kira bedellerinin %15′ inin odabaşılık ücreti olarak kendisine ödeneceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek şimdilik taşınmazı kullanmasının engellenmesi ve tahliye ettirilmeye çalışılmasından dolayı 33.000.USD, odabaşılık ücreti olan kiraların %15′ i karşılığı 15.000.00.TL, munzam zarar olarak 5.000.00.TL, sözleşmenin feshedilmesi halinde mahrum kalacağı gelir için 1.000.00.TL ve hanın gece bekçiliği ve temizlik işlemleri için yaptığı masraflar ve ödemeler için 2.000.00.TL olmak üzere toplam 67.300.00.TL’ nın, yargılama sırasında verilen 21.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de, karşı dava dilekçesinde faiz isteminde Bulunulmamış olduğundan 27.05.2004 tarihinden itibaren asıl alacak olan 67.300.00.TL’ nın her sene için bankaların ticari mevduat için ödediği en yüksek ticari faiz olarak şimdilik 45.000.00.TL faizin asıl alacağa eklenerek toplam alacak üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davacı-karşı davalı G.. T.. tarafından açılan odabaşılık görevinin sona erdiğinin tespiti, müdahalenin men’ i ve tahliye davasının; taşınmazın Belediye tarafından satın alınması ve kamulaştırılması neticesinde yıkılmış olmasından dolayı konusu kalmadığından konusu kalmayan ve koşulları oluşmayan davanın reddine, karşı dava yönünden; davalı-karşı davacı İ.. D.. tarafından açılan davanın 45.000.00.TL üzerinden kabulü ile 09.11.2005 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak karşı davalı G.. T..’ den tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek karşı davacının, taşınmazı kullanmasının engellenmesi ve tahliye ettirilmeye çalışılmasından dolayı 33.000.USD, odabaşılık ücreti olan kiraların %15′ i karşılığı 15.000.00.TL, munzam zarar olarak 5.000.00.TL, sözleşmenin feshedilmesi halinde mahrum kalacağı gelir için 1.000.00.TL ve hanın gece bekçiliği ve temizlik işlemleri için yaptığı masraflar ve ödemeler için 2.000.00.TL olmak üzere toplam 67.300.00.TL’ nın, yargılama sırasında verilen 21.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de, karşı dava dilekçesinde faiz isteminde bulunulmamış olduğundan 27.05.2004 tarihinden itibaren asıl alacak olan 67.300.00.TL’ nın her sene için bankaların ticari mevduat için ödediği en yüksek ticari faiz olarak şimdilik 45.000.00.TL faizin asıl alacağa eklenerek toplam alacak üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsili yönündeki tüm talepleri hakkında hükümde ve gerekçe de ayrı ayrı hangi miktar üzerinden karar verildiği açıkça, tereddüt uyarmayacak şekilde yazılması ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken hükümde sadece davanın 45.000.00.TL üzerinden davanın kabulü ile bu miktarın 09.11.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi nedeniyle 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297.maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 769,00 TL harcın istek halinde davacıya, peşin alınan 380,85 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 3.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.