Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/21794 E. 2014/34511 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21794
KARAR NO : 2014/34511
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2012/1240-2013/1069

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, Ü.. İlçesi, Çakmak Mahallesi, .. pafta, .. ada, … parsel üzerinde inşa edilen Palmiye Evleri isimli projeden, A.. blok …kat .. numaralı bağımsız bölümü 31.7.2007 tarihinde dava dışı 3. şahıstan satın aldığını, konutu satın almasında geniş yeşil alanı, otoparkı, havuzu, oyun alanları, sosyal tesisleri kapsamakta oluşunun etkili olduğunu, site ortak alanları olarak bilinen ve tüm giderleri site sakinleri tarafından karşılanan alanların mülkiyetinin daire sahiplerine ait olmadığının, aksine Ümraniye Belediyesine ait olduğu duyumlarının alındığını, site yönetimi tarafından yapılan araştırmada konut satın alanların yanıltıldığının anlaşıldığını, davalı şirketin Ümraniye Belediyesine ait olan alanları kendisine aitmiş gibi göstererek konutları pazarladığını ileri sürerek, tüm reklam, maket ve tanıtım materyallerine aykırı imalat nedeniyle uğranılan zararın tespitini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.00.TL’ nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacıya daire satmadığını, davacı ile arasında akdi ilişki bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı arasında akdi ilişki bulunmadığından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satın alınan dairede ayıp ve eksik bulunduğu iddiasıyla 4077 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince açılan bedel indirimine ilişkindir. Davacının dava konusu daireyi dava dışı şirketten tapuda devraldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi mevcut olmamakla birlikte davacı 4077 Sayılı Yasada düzenlenen davalının imalatçı-üretici sıfatı ile sorumluluğuna bir başka ifade ile yasal sorumluluğuna dayanmıştır. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin 3. fıkrasında, “İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve……kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kişi sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar.” denilmektedir. Davalının, dava konusu taşınmazın imalatçı-üreticisi olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup esasen davalının bu konuda bir itirazı da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının davalıya karşı aktif husumet ehliyeti vardır. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulmasını gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 5.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.