Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/21657 E. 2015/21098 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21657
KARAR NO : 2015/21098
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 14.817,00 TL bedelli bir adet faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, davalının borcunu ödemesi üzerine başlattığı icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; fatura ve fatura konusu malların kendisine teslim edilmediğini, davacının malları teslim ettiğini yazılı belgeyle ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle, davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve faturaların kayıtlanmış olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile itirazın 14.817,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmış, davalı fatura konusu malların kendisine teslim edilmediğini savunmuştur. Mahkemece, davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, faturaların davacı defterlerine kaydedildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Medeni Kanun’un 6. maddesi gereğince, herkes iddiasını ispatla yükümlü olup, davacı da, davalıdan alacaklı olduğunu yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Davalı savunmasında, iş bu davada dayanılan faturaya konu satış sözleşmesini kabul etmediğine göre, davada ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafa aittir. Hemen belirtmek gerekir ki, takibe dayanak olarak gösterilen fatura borçlunun imzasını taşımayıp, alacaklı tarafından tek taraflı olarak düzenlendiğinden, alacağın varlığını ispat etmek için yeterli değildir. Davacı, yasal delillerle dava konusu fatura bedelinden kaynaklanan alacağını ispat edememiştir. Somut olayda miktar itibariyle tanık dinlenmesi de mümkün değildir. Ne var ki davacı dava dilekçesinde “ve sair yasal deliller” demek suretiyle ‘yemin’ deliline de dayanmış olduğundan bu konuda davacıya, karşı tarafa yemin yöneltmeye hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 254,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.