Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/20748 E. 2015/7741 K. 11.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20748
KARAR NO : 2015/7741
KARAR TARİHİ : 11.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalının 70.000 Alman Markı (35.000 Euro=55.707,43 TL.) borçlu olduğuna dair aralarında 27/08/2001 tarihli sözleşme imzaladığını ayrıca 03/01/2002 tarihli 60.000 Euro bedelli bono verdiğini, toplam 95.000 Euro’ alacağın faizi ile birlikte tahsili amacı ile başlattığı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmeye konu bedelin kendisine verilmediğini, anılan sözleşmenin rızaya dayalı olarak imzalatılmadığını ve takibe konulan bononun zamanaşımına uğradığını, bono vasfına sahip olmayan belge ile takip yapılmayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahekemece, davanın kısmen kabulü ile itirazın 27/08/2001 tanzim tarihli sözleşmedeki 70.000 Alman Markı karşılığı 35.000 Euro’nun Türk Lirası karşılığı olan 55.707,43 TL. asıl alacak ile 27/08/2002 tarihi ile 09/08/2011 tarihi arasındaki dönem için işlemiş yasal faiz 99.913,19 TL. olmak üzere alacağın toplam 155.620,62 TL.lik kısmı ile,)03/01/2002 tanzim tarihli bonodaki 60.000 Euro’nun Türk Lirası karşılığı olan 77.724,30 TL. asıl alacak ile 03/01/2003 – 09/08/2011 tarihi arasındaki dönem için işlemiş yasal faiz 124.292,87 TL. olmak üzere alacağın toplam 202.017,17 TL.lik kısmı için iptali ile takibin , alacağın her iki alacak için toplam 357.637,79 TL.lik kısmı için devamına, asıl alacaklar toplamı olan 133.431,73 TL.ye icra takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 27.8.2001 tarihli sözleşme ve vade tarihi olmayan keşide tarihi 3.1.2002 tarihli bonodan kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali için eldeki davayı açmıştır. Davalı, bononun zamanaşımına uğradığını, szöleşmedeki bedeli de almadığını savunmuştur. Mahkemece, 27/08/2001 tarihli “sözleşme” başlıklı, adi yazılı belgede davalının, davacıdan borç aldığı ve 1 yıl sonra faizi ile birlikte geri ödeyeceğini taahhüt ettiğinden imzası inkar edilmeyen belgeye göre borcun, 1 yıl sonra ödeneceği belirtilmiş ve temerrüt 27/08/2002 tarihinde gerçekleşmiş olduğundan, davacının bu borç yönünden 27/08/2002 tarihinden itibaren faiz isteyebileceğini; 03/01/2002 tarihli bonodan kaynaklanan alacak için ise vade tarihi bulunmaması sebebi ile 6762 s. yasanın 616/1 maddesi gereğince keşide tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ibrazının gerekli olduğu nazara alınarak vade tarihinin 03/01/2003 tarihi olduğu ve temerrüt yönünden ihtarnamenin gerekmediği bonoya dayalı borç için 03/01/2003 tarihinden itibaren faiz istenebileceği belirtilmiştir.
Borçlar Kanunun 101/1 (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117) maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur.Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak icra takip tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı alacaklı tarafından icra takip tarihine kadar davacının temerrüde düşürülmesine dair davalı borçluya yapılmış herhangi bir ihtar veya bildirimde bulunduğu hususu iddia ve ispat edilememiştir. O halde takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde işlemiş faiz alacağı ile takibin devamına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.