Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/18820 E. 2015/10961 K. 07.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18820
KARAR NO : 2015/10961
KARAR TARİHİ : 07.04.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı … çöp toplama ve nakil hizmeti alım işi ihalesini kazanarak ihale sözleşmesi gereği yüklenici sıfatıyla hizmeti yerine getirdiğini, iş bitim tarihinin 24.09.2012 tarihi olup, davalı tarafından davacıya gönderilen hakediş ödemelerinin EFT masraflarının kesildiğini, Taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesinde kesinti yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığını, Borçlar Kanununun ifaya ilişkin 89.maddesi ve devamında ödeme masraflarının kesileceğine dair hüküm olmadığı halde böyle bir kesintiye gidilmesinin haksız olduğunu belirterek, 3.222,60.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Davacıya hakedişlerinin dönem dönem banka vasıtası ile ödendiğini, davacının ödemeleri alırken hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürmediğini, EFT kesintisinin 2.293,12.-TL olduğunu ve davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 22.10.2013 tarihli Bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle taraflar arasındaki çöp toplama ve nakli hizmet alımı işi nedeniyle davacının hakedişlerinin ödenmesi için … dışında bulunan … Şubesinin hesap numarasını bildirdiği ve davalı … hakedişleri bildirilen bu hesaba EFT yolu ile ödediği, ödemenin davacı yüklenici tarafından hesap ve banka bildirilmesi sureti ile kendi isteği üzerine yapılmış olması nedeniyle EFT masraflarına yüklenicinin katlanması gerektiği, bu nedenle EFT masraflarının davacıya ödenmesi gereken hakedişlerden kesinti yapılmak sureti ile mahsubunda hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Oysa ki; İfa yeri BK.mad. 89’da düzenlenmiştir. Kanunun bu hükmü, düzenleyici niteliktedir. Bu nedenle tarafların iradelerinden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, 89. madde hükmü uygulanır. Böylece ifa yeri, tarafların iradesine, edimin niteliğine veya kanun hükmüne göre belirlenir. Taraflar yaptıkları sözleşmede ifa yerini açık veya kapalı olarak bizzat; tâyin edebilirler. Bu husus sözleşme serbestisinin doğal bir sonucudur. Alacaklının hesaba ödemeyi kabul ettiği hallere; mektup, fatura, pros-pektus vb. gibi belgelerde hesap numarasını yazması; borçlunun hesaba yaptığı ödemelere itiraz etmeden kabul etmesi, ileride de bu tür ödemeleri kabul edeceğine örnek gösterilebilir. Para borçları nakit parayla elden ödenebileceği gibi, banka veya posta çeki hesabına yatırma, kıymetli evrak tanzimi veya havale suretiyle de ödenebiIir. Para borçlarında götürme, bir edim fiili olduğu için, taşıma veya havale masrafları borçluya aittir. 6098 sayılı BK 89/2′ e göre; “ Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.” Yani; Alacaklı borcun doğumundan sonra ikametgâhını değiştirmiş ve bu da borçlunun durumunu önemli ölçüde zorlaştırmışsa, borçlu, alacaklının önceki ikametgahında da ifada bulunabilir. Meselâ paranın yeni ikametgâha gönderilmesi veya götürülmesi eskisine oranla daha büyük masrafı gerektiriyor veya daha az güvenli bulunuyorsa, ifa yeri, alacaklının borcun doğduğu andaki ikametgâhıdır. Buna karşılık değişiklik fazla masrafı gerektirmiyorsa, borçlu yeni ikametgâhta ödemede bulunmakla birlikte, farkı alacaklı aleyhine ödeyeceği paradan düşürebilir. Aynı kural, alacağın temliki veya mirasçıya geçmesi nedeniyle gerçekleşen ikametgâh değişikliklerinde de uygulanır. Davacı şirketin yerleşim yeri “…”’dır. Davacı şirket tarafından Davalı …’ye bildirilen …Banka hesabı’nın hangi yer şubesine ait olduğu araştırılmamıştır. Bu husus belirlenmeden; alacaklının ifa yeri olan …’a yapılacak edimin “eft masrafı” ile davacı şirketçe bildirilen ve ödemelerin kabul edildiği hesaba yapılacak edim’e göre “eft masrafı” daha masraflı olacağı/ifa önemli ölçüde güçleşeceği sonucuna varmak hayatın olağan akışına aykırıdır. Mahkemece, sözleşme ve yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 07/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.