Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/18539 E. 2014/20172 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18539
KARAR NO : 2014/20172
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2013/35-2014/135

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı idare ile aralarında imzalanan sözleşme süresince 5510 sayılı yasada yapılan değişikliğin davalı tarafından yanlış yorumlandığını ve şirketin istihkaklarından haksız kesintiler yapıldığını, 5510 sayılı yasanın 81 maddesine eklenen bende göre sigorta primlerini düzenli ödeyen ve sigortasız işçi çalıştırmayan işverenleri teşvik etmek amacıyla sigorta pirim oranının %5 lik kısmının hazinece karşılanacağının belirtildiğini, müvekkilinin 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden itibaren bu kanun gereğince 5 puanlık indirimleri uygulamak suretiyle sigorta primlerini tahakkuk ettirdiğini ve ödediğini, ancak davalı idarenin söz konusu pirim indirimlerini hak edişlerinden haksız olarak kestiğini ileri sürerek 57604,83 TL nin kesintinin yapıldığı tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, hak edişlerinden haksız kesinti yapıldığını belirterek haksız yere kesinti yapılan 57604,83 TL.nin kesinti tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile,52708,08 TL.nin kesinti tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Borçlar Kanunun 101/1 (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117) maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur.Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda, davacının dava konusu miktarların kendisine ödenmesi için davalı kuruma 15.7.2011 yazılar yazdığı görülmekte olup, ancak bu yazıların davalıya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmiş ise hangi tarihte tebliğ edildiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla öncelikle 15.7.2011 tarihli yazıların davalı kuruma tebliğine ilişkin tarafların delillerinin sorularak alınması zorunludur. Bahsi geçen yazıların davalıya tebliğ edildiğinin saptanması halinde yazıların içeriği gözetilerek davalının hangi tarihte temerrüde düştüğü belirlenerek faiz başlangıç tarihinin buna göre belirlenmesi, tebliğ edilmemesi halinde ise faize ancak dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek faizin başlangıç tarihi hususunda yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 23.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.