Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/1783 E. 2014/39606 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1783
KARAR NO : 2014/39606
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2012
NUMARASI : 2009/302-2012/246

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde her iki taraftan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıyla aralarında düzenlenen 01.10.2007 tarihli sözleşmeye göre davalıdan aldığı 140.000USD ve 10.000USD faiz ilavesiyle 150.000USD’nin teminatı amacıyla davalıya taşınmaz devrettiğini, 30.12.2007 tarihinde alınan para ödendiğinde taşınmazların iade edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak bu tarihte tapuya başvurduğunda davalının söz konusu tapuları tevhid ettirdiğini ve bir kısmını da Belediye lehine terkettiğini öğrendiğini, bu şekilde davalının sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek, taşınmazların terk öncesindeki gerçek değerinden kendisine ödenen 140.000USD düşüldükten sonra bakiye miktarın tescil tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü İle, 147.848,95TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme 2014/1783-39606
Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381, 388 ve 389 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 388.maddesinin son fıkrası ile “Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek kısa kararda 137.848,95 TL’nın tahsiline karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında 147.848,95 TL’na hükmedilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması, HUMK.’ nun 388/son madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 2.182,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.