Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/17798 E. 2014/19662 K. 19.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17798
KARAR NO : 2014/19662
KARAR TARİHİ : 19.06.2014

… Tic. Ltd. Şti. vekili avukat … ile … vekili avukat … aralarındaki dava hakkında … 6. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.12.2012 tarih ve 2011/658 2012/789 sayılı hükmün Dairenin 19.2.2014 tarih ve 2014/899-4369 sayılı ilamıyla Bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR
Davacı, davalı avukatın vekalet ücretinin ödenmediğinden bahisle istifa ettiğini ve toplam 15.600-TL vekalet ücretinin tahsili için aleyhine icra takibi başlattığını, davalının kendi isteği ile istifa ettiğini ve istifanın haksız olduğunu, davalının vekilliğini yaptığı tüm icra dosyalarında ücrete hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davalı tarafından başlatılan … 9. icra Müdürlüğü’nün 2009/8395 Esas sayılı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı şirketin 02.09.2005 tarihinde kendisine vekalet verdiğini ve bu vekalete istinaden düzenlediği yetki belgesi ile icra dosyalarının avukatlar Makvire Beriş ve Muharrem Beriş tarafından takip edildiğini, davacı şirketin bugüne kadar ücret ödemediğini, oyaladığını ve tasfiye haline geldiğini, azilname göndereceğini söylemesine rağmen bu yolu seçmediğini, ücretinin ödenmemesi nedeniyle de haklı olarak istifa ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm, Dairemizin 19.02.2014 tarih, 2014/899 Esas, 2014/4369 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bu kez davalı taraf karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Davacı, davalı avukatın vekalet ücretinin ödenmediğinden bahisle istifa ettiğini ve toplam 15.600-TL vekalet ücretinin tahsili için aleyhine icra takibi başlattığını, davalının kendi isteği ile istifa ettiğini ve istifanın haksız olduğunu ileri sürerek aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. HMK’nun 297/1. maddesi; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular 2014/17798-19662
hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin bulunması gerektiğini hükme bağlamaktadır. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesine göre, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir.Bu hükümler kamu düzeni ile ilgili olup, resen gözetilir.
Somut olayda mahkemece, davalının icra takibi dosyalarında vekaletnamesinin bulunmadığı gibi isminin dahi geçmediği, söz konusu dosyalarda Av. …ve Av. … ‘in vekil olarak göründüğü, bu vekillerin vekalet ücreti alacaklısı olabilecekleri, davalının icra dosyalarında vekillik yaptığını kanıtlayacak başkaca delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün gerekçesinde davalının vekillik yaptığını kanıtlayamadığı belirtildikten sonra davacının davalı avukata vekalet ücreti borcu bulunmadığının tespitine dair davanın reddine karar verilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Kararın sadece bu gerekçe ile bozulması gerekirken zühulen davalının istifasının haklı nedene dayanmadığı ve vekalet ücretine hak kazanamayacağı belirtilerek hem usulden hem de esastan bozulduğu bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmış olmakla, davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 19.02.2014 tarih, 2014/899 Esas, 2014/4369 Karar sayılı “bozma” ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair karar düzeltme isteminin incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 19.02.2014 tarih, 2014/899 Esas, 2014/4369 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün birinci bentte açıklanan gerekçe nedeniyle BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının sair karar düzeltme isteminin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 19.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
v