Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/17486 E. 2014/18143 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17486
KARAR NO : 2014/18143
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2012/892-2013/790

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili; davacı müvekkilleri ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 2.2 maddesinde ” Her altı aylık dönemin başında dönemde geçerli olacak borç bakiyesi, dönem boyunca yapılan ödemeler dönem başındaki borç bakiyesinden düşürülmek suretiyle bir önceki altı aylık dönemdeki Memur Maaş Oranı ÜFE ve TÜFE artış oranlarından düşük olana göre idarece tespit edilen bankaya bildirilen oran üzerinden artırılarak sözleşme imzalama tarihine bakılmaksızın her dönem için yeniden hesaplanır, yeni aylık taksit miktarı ise borç bakiyesiin kalan vadeye bölünmesiyle bulunur ve banka tarafından alıcıya bildirilir. İlk ve son taksitin başladığı altın altı aylık dönemin başlangıcına veya bitimine yakın olması uygulanacak artış oranını değiştirmez” hükmünün yer aldığını, davalı kurumca 2006 yılının 2. dönem devreden borca daha düşük olan %2,5 memur maaş artış oranı uygulanması gerekirken %4,80 tüfe endeksi uygulandığını bu fark nedeniyle müvekkillerinin daha fazla ödeme yapmak zorunda kaldığını, o dönem artış oranı fazla belirlendiği için takip eden dönemlerde de fazla hesaplanan bedel üzerinden artış yapılmaya devam ettiğini, bu yanlış hesaplama yüzünden müvekkillerinin fazla ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek yanlış hesaplama yüzünden müvekkillerinin fazladan ödediği paraların iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyizi üzerine mahkemenin 18.03.2014 tarihli ek kararı ile karar kesin olduğundan temyiz isteminin reddine karar verilmiş; davalı, bu kez bu kararı temyiz etmiştir.
1-Davacı, davalı TOKİ’den daire satın aldığını, taksit artış yönteminin yanlış belirlendiğini dolayısıyla kendisinden fazla
tahsilat yapıldığını ileri sürerek fazla yapılan tahsilat miktarının tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazlık altı aylık dönemlerdeki taksit artış oranının neye göre yapılması gerektiği hususunda olduğundan .. TL nin tahsiline ilişkin olarak verilen kararın kesin olduğundan söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle mahkemenin 18.03.2014 tarih ve 2014/ 892 esas 2013/ 790 karar sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, işin esasının incelenmesine geçilmesine karar verilmiştir.
2-Davacılar ile davalı arasında düzenlenen sözleşmelerin 2.2. maddesi gereğince; taksitlerdeki artış oranı, bir önceki altı aylık dönemdeki memur maaş artış oranı, TÜFE ve ÜFE oranlarını içeren endeksler arasından en düşük olanına göre artırılacaktır. Davalı Toki taksitlerdeki artış oranını hesaplarken, ek ödemelerde dahil olarak MMAO’nı nazara almakta ve bu durumda TÜFE oranı daha düşük olduğu için, TÜFE oranına göre artış oranını hesaplamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, MMAO’nın içinde bulunması gereken ek ödemeler düşülerek sonuca gidilmiş ve bu durumda MMAO’nın en düşük oran olduğu görülmüştür. Hesap da bu MMAO üzerinden yapılmıştır.
Devlet memurlarının maaşlarındaki ortalama artış oranı; Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün 28.06.2006 tarihli yazısına göre; 2006 yılı Ocak-Haziran döneminde ortalama %6.2; 24.06.2008 tarihli yazısına göre; 2008 yılı Ocak-Haziran döneminde % 4.5 olmuştur. MMAO ek ödemelerle birlikte bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bu durumda TÜFE ya da ÜFE oranları daha düşük olduğundan, TÜFE ve ÜFE oranlarından hangisi daha düşük ise bu oran esas alınarak hesaplama yapılmalıdır. Sonuç olarak davalı Toki’nin yaptığı hesap yönteminin doğru olduğu kabul edilerek, dosyadaki delillere göre konusunda uzman bilirkişi tarafından yeniden hesaplama yapılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacıların savunduğu hesaplama yöntemi uygulanarak davanın kısmen kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin 18.03.2014 tarih ve 2012/ 892 esas 2013/ 790 karar sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına, işin esasının incelenmesine geçilmesine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 658.70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 9.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.