Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/16954 E. 2014/15908 K. 23.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16954
KARAR NO : 2014/15908
KARAR TARİHİ : 23.05.2014

MAHKEMESİ : İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2011/488-2013/616

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı özel hastahanede diğer davalı doktor tarafından gözünden ameliyat edildiğini, ancak hatalı teşhis ve tedavi nedeniyle gözünü kaybettiğini ileri sürerek şimdilik 500 TL maddi, 150,000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, idari yargı yerinde ve idareye karşı dava açılması gerektiğinden bahisle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı şirket özel hukuk tüzel kişisi olup, davalı doktor da bu şirkete ait hastanede çalışmaktadır. Özel hastane ve onun tarafından istihdam edilen doktorlar ile hasta arasındaki uyuşmazlıkların vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiği konusunda, öğreti ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması arasında paralellik bulunmakladır. (Öğreti ve uygulamaya örnek olarak: Prof. Dr. Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt: 2,Sevinç Matbaası, Ankara 1977. sayfa: 176 ve devamı; Dairemizin 4.3.1994 gün ve 1994/8557-2138 sayılı kararı ve aynı doğrultudaki birçok başka karar.)
2014/16954-15908
Somut olayda, davacı ile davalı arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümleri uygulanmalı ve doğal olarak, uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi sözleşme ilişkisi kurulmuş olup uyuşmazlık protokol hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Somut olayda idari yargıyı ilgilendiren idari bir işlem ve tasarruf bulunmamaktadır. Öyle olunca uyuşmazlığın adli yargı mahkemelerinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemece her iki davalı yönünden işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 23.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.