Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/16863 E. 2014/40794 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16863
KARAR NO : 2014/40794
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

MAHKEMESİ : Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2010/77-2013/358

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıyı evladı gibi bildiği ve güvendiği için davalıya kısmı ödemeler şeklinde kardeşleri E. T. ve C. N.T. eliyle davalının doğrudan banka hesabına havale çıkarmak suretiyle ve elden 3.000 ABD doları ve 25.000 Avro borç para verdiğini ancak ödenmediğini, dövizlerin ödünç alındığını gösteren davalının el yazılı cezaevinden faks yoluyla gönderdiği mektup ve davalının imzasını taşıyan kartvizit arkasına yazılmış notun olduğunu, borç verilen paranın ödenmesi için sözlü taleplerine karşılık gelmeyince Gelibolu Noterliğinin 24.02.2010 tarih ve 1320 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcun 6 haftalık süre içinde ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafından gönderilen cevabı ihtarnamede borcun olmadığının belirtildiğini, bu sebeple ihtarname ile verilen sürenin beklenmesine gerek olmadığını ileri sürerek davalının aldığı 25.000 Avro ve 3.000 ABD dolarının mümkünse aynen mümkün olmadığı takdirde dava tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası döviz satış kurları üzerinden toplam 56.840 TL olarak tahsiline, bu bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya hiçbir borcunun olmadığını, kendisine ait olduğu söylenen kartvizitin arkasında yazılan 15.12.2002 tarihinde 3.000 dolar ödenecek şeklindeki açıklama ile ilgili borcunun olmadığını, bu borcun zamanında davacıya ödendiğini ve kaldı ki bu borcun zamanaşımına uğradığını, davacı ile arasında odun-kömür satım ilişkisinin olduğunu, kartvizitlerin buna ilişkin verildiğini, davacıya yazıldığı iddia edilen mektubun ise bir ton odun karşılığı alınan 100 Avro kaparoya ilişkin olduğunu, cezaevine girince odunları teslim edemediğini, bu amaçla mektubun yazıldığını, cezaevinden çıkınca teslimatın gerçekleştiğini, savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava konusu 3.000 Amerikan Dolarının Borçlar Kanunun 83. maddesi gereğince fiili ödeme günündeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının efektif satış kuru karşılığı olan TL’nin dava tarihi olan 09/03/2010 tarihinden itibaren Amerikan Doları için devlet bankalarının 1 yıl vadeli mevduata ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer taleplerin reddine ilişkin verilen karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı davacının 25. 000 Avroluk kısma ilişkin ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır. Davacı bu yöndeki iddiasını yazılı delillerle de ispatlayamamış ise de, davalı taraf davacıya göndermiş olduğu mektupta bahsettiği paranın odun satışına ilişkin kaparo olarak alınan 100 Avro olduğunu ikrar ettiğinden ancak bunun karşılığında odun teslim ettiğini yasal delillerle ispatlayamadığından davalı tarafça alındığı ikrar olunan 100 Avronun da iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Davacı davalının ikrar ettiği kısım dışındaki iddiasını yazılı delillerle ispatlayamamış ise de, delil dilekçesinde ‘sair deliller’ demek suretiyle yemin deliline de dayanmış sayılacağından, mahkemece davacının davalıya yemin yöneltme hakkı hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) no.lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 79,00 TL harcın istek halinde iadesine, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.