Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/16845 E. 2015/8770 K. 19.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16845
KARAR NO : 2015/8770
KARAR TARİHİ : 19.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı vekili avukat .. . ile davacı vekili avukat . . . gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, bir kaç parça taşınmazının dava dışı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılması nedeni ile kamulaştırma bedelinin artırılması davası açılması için avukat olan davalıya vekalet verdiğini, DSİ Genel Müdürlüğü’nce kamulaştırma bedelinin davalı avukatın hesabına yatırıldığını, ihtara rağmen 7.520 TL. dışında kendisine bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, % 10 vekalet ücretinin mahsubu ile davalı yedinde kalan 48.166 TL.nin ödeme tarihinden yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalı, kamulaştırma bedelinin parça parça davacıya ödendiğini ve ibraname alındığını, azilin de dava tarihinden sonra gönderildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 48.166 TL.nin 24.8.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlık, davacının kendisine ait olan taşınmazda dava dışı DSİ tarafından yapılan kamulaştırma işleminden dolayı kamulaştırma bedelinin davalının hesabına yatırılması nedeniyle, kararlaştırılan vekalet ücreti mahsup edildikten sonra bakiyesinin iade edilmediği ileri sürülen paranın, davalıdan alınıp davacıya verilmesine ilişkindir.
Davacı, davalı avukatın dava dışı idare tarafından hesabına yatan kamulaştırma bedelini ihtara rağmen kendisine ödemediğini ve bu nedenle azlettiğini ileri sürerek % 10 vekalet ücretinin mahsubu ile bakiyi bedelin ödetilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, tahsil edilen kamulaştırma bedelinin parça parça davacıya ödendiğini ve ibraname alındığını savunarak muhtelif tarih ve bedelli iki taraf imzalı ibraname başlıklı belgeler ibraz etmiştir. Davacının imzaya itirazı üzerine davacının imza ve yazı örnekleri üzerinde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince inceleme yapılarak rapor tanzim edilmiş olup, 15.5.2009 tarihli raporda incelenen belgelerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, imzaların önemli materyal , yazı ve tanı unsuru içermediği, basit tersimli imzalar olduğu belirtilmiştir. Bu rapordan hareketle davalı vekilin DSİ’ den tahsil ettiği kamulaştırma bedellerini hak sahibine ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle dosya hesap bilirkişisine tevdi edilerek anılan rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Raporuna davalı itiraz etmiş olup, yapılan incelemenin hangi ortamda ne tür teknik cihazlar kullanılarak inceleme yapılıp sonuca varıldığı açıklanmamış, mukayese imzaları ile bir karşılaştırma yapılmamış, sadece grafolojik metodların uygulandığının belirtilmesi ile yetinilmiş ulaşılan sonucun maddi dayanakları denetime elverişli şekilde ortaya konmamıştır. Bu nedenle, konunun uzmanınca ve yeterli ve teknik donanıma ahip bir labaratuvar ortamında optik araç gereç yardımıyla binoküler mikroskopla büyütülerek kıyaslama, ultraviole lambası ve infraded ışınları altında tahrifat belgelerin arka yüzündeki yatık ışık verilerek fulaj izi görüntüsü, alttan aydınlatmalı lambalarla imza kopyacılığı, grafolojit, grafoloyik, grafometrik esaslar içersinde militmetrik mukayaseli ölçümler ve belgelerin niteliğine göre, gerekli değişiklik fenni metodlarla yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imzanın tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta imzanın atfedilen kişiye ait olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Bu hali ile Adli Tıp Fizik ihtisas dairesinin raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Hal böyle iken davacıya ait varsa daha fazla imza örnekleri celbedilerek, dosyada mevcut diğer mukayese imzaları ile birlikte Polis Kriminal Laboratuvarı tarafından oluşturulacak uzman bilirkişi heyeti marifetiyle yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor aldırılarak davaya konu ibranamelerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nednelerle temyiz edilen hükmün davalı yararına bozulmasına, 2. bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 21,15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.