Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/16474 E. 2014/37948 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16474
KARAR NO : 2014/37948
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2013/4082-2014/33

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, borçlu davalı K.. B..’e 03.11.2007 tarihli sözleşme ile tüketici kredisi verdiğini, diğer davalının da kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, davalı borçlunun zamanında kredi taksitlerini ödememesi üzerine davalılara ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine kalan tüm taksitler için icra takibi yaptığını ancak davalıların haksız olarak takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davalı M.. G.. aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, davalı K.. B.. aleyhine açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının Ankara 12. icra müdürlüğünün 2009/8D271 sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile takibin 10.224,59 TL asıl alacak, 138,61 TL işlemiş faiz, 6,93 TL BSMW, 115,14 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 10.485,27 TL üzerinden devamına, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı K.. B.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlerle ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Her ne kadar mahkemece, davacı banka tarafından davalıya gönderilen muacceliyet ihtarı usulüne uygun bulunarak tüm borcun muaccel hale geldiğinden bahisle davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde “… Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez.”hükmü yer almaktadır Dosya kapsamı ile davalı borçlunun birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmüş olduğu sabittir. Buna göre davacı bankanın kredi sözleşmesinin lO.maddesinde saklı tuttuğu hakkını kullanabilmesi için 4077 sayılı kanunun 10.maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksidin belirlenerek ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ve 7 gün süreli ihtarname gönderilmesi gerekir. Davalıya yapılan ihtarın usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşıldığından bu ihtar 4077 sayılı kanunun lO.maddesi şartlarına uygun bir muacceliyet ihtarı olarak kabul edilemez ve dolayısıyla tüm kredi borcu için takip yapılamaz. Ancak davacı banka, davalı borçlunun hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. Mahkemece, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yasaya uygun olmayan ihtarla tüm kredi borcunun muaccel olduğu kabul edilerek takibin, muaccel olan tüm borç ve ferileri yönünden devamına karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3.Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı K.. B.. yararına BOZULMASINA, 3. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.