Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/16289 E. 2014/17945 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16289
KARAR NO : 2014/17945
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : Kavak Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2010/3-2013/41

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirkete irtifak bedeli karşılığında orman arazisi tahsis edildiğini, ancak davalının irtifak bedelini ödemediğini ileri sürerek toplam 18.402,97 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 17.119.01 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, temyize konu hükmün gerekçe kısmında, davacı vekili olduğunu bildiren avukat Ö. A. D. vekaletnamesi sunmaması ya da davacıyı temsil ettiğine dair
belge ibraz etmemesi nedeniyle, davacı vekili adına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına dair karar verildiği belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında 4 numaralı bentte 2.054,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmuştur. Hüküm ile gerekçe arasında bu şekilde bir farklılığın yaratılması, az yukarıda açıklanan HMK 297/2 maddesine, kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarda açıklandığı üzere taleplerin herbiri hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yeniden bir karar verilmesi için eksik olarak kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 9.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.