Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/15862 E. 2015/8769 K. 19.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15862
KARAR NO : 2015/8769
KARAR TARİHİ : 19.03.2015

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı şirketin inşaa ettiği 39 nolu parseldeki binadan 25 nolu daireyi 27.1.2010 tarihinde satın aldığını, diğer davalının sözleşmeyi satıcı kefili olarak imzaladığını, sözleşmeye göre dairenin 27.7.2011 tarihinde teslimi gerekirken halen kaba inşaat halinde kaldığını ve tesliminin gerçekleşmediğini ileri sürerek, tesbit raporu ile belirlenen eksik işler bedeli 48.850 TL ile dava tarihine kadar yoksun kaldığı gecikme cezası bedeli 35.000 TL. Ve 50.000 TL. Manevi tazminatın davalılardan müteselsilen ticari faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalı şirket, dairenin eksiklikleri ile davacıya teslim edildiğini ve karşılığında satış bedelinden 80.000 TL.nin alınmadığını savunmuş, karşı dava ile ödenmeyen satış bedeli 80.000 TL.nin ticari faizi ile tahsilini istemiş, diğer davalı da kefalet koşullarının bulunmadığını, hasım olmadığını savunarak , davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 32.925 TL. gecikme cezası ve 48.850 TL. eksik işler bedeli toplam 81.775 TL.nin dava tarihinden reoskont faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine, karşı davanın da reddine karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı davalı şirketten satın aldığı 25 nolu dairenin satış bedelinin tümünü davalı şirkete ödediğini , özellikle 80.000 TL.nı da ödendiğini ileri sürerek , dosyaya muhtelif tarihli davalı şirket antetli imza bulunmayan makbuzları sunmuş , davalı ise satış bedelinden 80.000 TL.nın ödenmediğini ve ödemeye ilişkin bir belge de sunulmadığını savunmuştur. Mahkemece ibraz edilen makbuzlar konusunda davalının beyanı alınmadan 80.000 TL.nin ödendiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacının ibraz ettiği davalı şirket antetli muhtelif tarihli makbuzlar konusunda davalı beyanı alınarak ödeme hususu değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Davacı ile davalı şirket arasında yapılan tarihsiz sözleşmede diğer davalı ismail’in satıcı kefili olarak imzası bulunmaktadır. Bu hali ile davalı kefilin, adi kefil olduğu anlaşılmaktadır. Adi kefalette, kefil hakkında dava ve icra takibi yapılabilmesi için asıl borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması veyahut borçlu aleyhinde Türkiye’de takibat icrasının imkansız hale gelmesi şarttır. (B.K.Md.486) Gerçekte de kefilin borcu ikinci derecede (tali) bir borçtur. Kural olarak borçluya takip yapılıp bu takip semeresiz kalmadan ve kefaletten önce rehne başvurulmadan adi kefile yönelinemez. Kaldı ki sözleşmede adi kefilin sorumlu olacağı kefalet miktarının da yazılı olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle mahkemece, davalı adi kefilin de müteselsilen sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. Bent gereğince temyiz edilen kararın davalı şirket, 3. Bent gereğince davalı İsmail yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL. harcın istek halinde iadesine, 19/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.