Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/15706 E. 2014/39117 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15706
KARAR NO : 2014/39117
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/36-2013/100

Taraflar arasındaki sözleşme feshi kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ve birleşen davacı H.Z.K. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Asıl davacı, eczacı olduğunu, davalı kurum ile yapılan ilaç teminine ilişkin sözleşme kapsamında davalı kurum sigortalısı hastalara hizmet verdiğini, bu sözleşme kapsamında kendisine ait eczanede 30.05.2007 tarihinde yapılan denetim sırasında kesilmiş ilaç kupürleri bulunduğu gerekçesiyle cezai işlem uygulandığını ancak bu kupürlerin sahiplerinin bulunması itibariyle sözleşmenin ihlal edilmediğini ve işleme esas tarihteki protokol yerine olay tarihinde yürürlükte olmayan 2009 protokolü uygulandığını, aynı olay nedeniyle sağlık bakanlığı tarafından verilen cezai işlemin kaldırıldığını ileri sürerek; cezai işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davacı, davalı kurum ile yapılan ilaç teminine ilişkin sözleşme kapsamında davalı kurum sigortalısı hastalara hizmet verdiğini, bu sözleşme kapsamında kendisine ait eczanede 21.06.2007 tarihinde yapılan denetim sırasında 9032 adet ilaç kupürü ile 8 adet kupürü kesik ilaç kesilmiş ilaç tespit edildiği gerekçesiyle sözleşmenin feshi ile cezai şart uygulanmasına karar verildiğini, ancak bu kupürlerin sahiplerinin bulunması itibariyle sözleşmenin ihlal edilmediğini ve işleme esas 2006 protokolü yerine olay tarihinde yürürlükte olmayan 2009 protokolü uygulandığını,aynı olay nedeniyle sağlık bakanlığı tarafından verilen cezai işlemin kaldırıldığını ileri sürerek; cezai işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı,asıl ve birleşen davaya ilişkin davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl davaya ilişkin olarak 09.04.2013 tarihli duruşmada davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulduğu,birleşen davaya ilişkin olarak asıl davada hüküm verilen tarih itibariyle bir karar verilmediği, 14.08.2013 tarihli ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve hüküm birleşen davacı ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Birleşen Uşak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/45 esas sayılı davada, 26.02.2013 tarihli son celsede Uşak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/36 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine ve birleşen davanın Uşak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/36 esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.Bu birleştirme kararı sonrası asıl davanın 09.04.2013 tarihli son celsesinde birleşen davanın dosyaya dahil edildiğine dair duruşma zabıtlarında herhangi bir açıklama ve ara karar bulunmadığı gibi, sadece asıl davaya ilişkin olarak nihai karar verildiği, birleşen davada ise, asıl dava dosyası içerisine alınmaması nedeniyle hüküm tesis edilmediği, durumun sonradan farkedilerek mahkeme hakimi tarafından dosyanın yeniden ele alınarak birleşen davaya ilişkin olarak 14.08.2013 tarihinde hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.Oysa ki, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası ile ilgili mahkemece nihai kararın verilmesinden sonra resen ya da tarafların talebi ile dosyanın tekrar ele alınması ve yeniden bir hüküm kurulması mümkün değildir. Hakim, verdiği ( tefhim ettiği ) hüküm ile bağlıdır. Sonradan hükmün yanlış veya eksik olduğu kanısına varsa bile, artık hükmü değiştiremez. Başka bir ifade ile mahkeme davayı tekrar ele alıp, yeni ve başka bir hüküm veremez. Mahkemenin nihai kararla el çekmiş olduğu dosyanın, ancak kanuni yollardan geçmek suretiyle hakimin önüne yeniden gelmesi halinde tekrar ele alınabilmesi mümkün olabilir. Hal böyle olunca,mahkemece birleşen dava dosyasının asıl davaya konu dosya içine alınarak asıl ve birleşen davaya ilişkin olarak ayrı ayrı değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde usul hükümlerine aykırı olarak karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre temyiz eden tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşama incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2. bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24,30 TL harcın birleşen davacı H.. K..’a iadesine, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.