Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/15545 E. 2014/36062 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15545
KARAR NO : 2014/36062
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2012/996-2013/1252

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı; davalı bankanın, murisi S.. C..’a 19.07.2006’da tüketici kredisi kullandırdığını, murisin 13.07.2012’de vefatı üzerine davalının kredi bakiyesinin ödenmesi için ihtarname gönderdiğini, davalıya gönderdiği cevabi ihtarnamede, kullanılan konut kredisinin davalı bankanın dolaylı kuruluşu olan A..-A.. Emeklilik Aş tarafından 23-70 yaş kredili hayat sigortası ile sigortalandığını, kalan kredinin sigortadan alınmasını bildirdiğini, davalı ile yaptığı görüşmede, poliçenin yenilenmemesi nedeniyle murisin sigortasının bulunmadığının söylenmesi üzerine icra takibine maruz kalmamak için bakiye kredi tutarını ödediğini, davalı bankanın yenilemeye ilişkin bildirim yapma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek, davalı bankanın kusuru nedeni ile sorumlu olmadığının tespitine, ödediği 32.014,00 TL nın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğinin 6/2. maddesi gereğince ihtiyari sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olduğu, bankanın hayat sigortasının yenilenmesine dair herhangi bir Bildiriminin bulunmadığı, hayat sigortasının yenilenmemiş olmasında, davalı bankanın kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, murisinin davalı bankadan kullandığı tüketici kredisi nedeniyle hayat sigortası yaptırdığını, murisinin 13.07.2012’de vefat ettiğini, hayat sigortasının yenileme döneminde davalı bankanın yenileme yapmadığı gibi uyarıda da bulunmadığını bildirerek sorumlu olmadığının tespiti ile ödediği bakiye kredi borcunun tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı banka, aralarındaki sözleşme hükümlerine göre hayat sigortası yaptırma yükümlülüğünün davacıların murisine ait olduğunu, murisin yenileme yolunda bir talebinin bulunmadığını savunmuştur. Uyuşmazlıkla ilgili mevzuat ve sözleşme hükümleri incelendiğinde; 17.01.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak, 01.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren, “Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar uygulama Esasları Yönetmeliği”nin “Amaç” başlıklı bölümünde, “Bu Yönetmeliğin amacı, kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ve ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenilirliği sağlamak, sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehdarların hak ve menfaatlerini korumak ve verilecek hizmete ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmekte, “Kapsam” başlıklı bölümünde ise, “Bu Yönetmelik, Türkiye’de faaliyet gösteren her türlü kredi kuruluşunun sağladığı kredilerle bağlantılı yaptırılan ihtiyari ve zorunlu sigortaları ve bu sigortalar dahilinde verilecek teminatları kapsar.” denildikten sonra aynı Yönetmeliğin “İhtiyari Sigortalar” başlığında düzenlenen, 6. maddesinin 2. fıkrasında da, “İhtiyari sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir.” denilmektedir.
Uyuşmazlıkla ilgili mevzuat ve sözleşme hükümleri incelendiğinde; 17.1.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak, 1.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren, “Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar uygulama Esasları Yönetmeliği”nin “Amaç” başlıklı bölümünde, “Bu Yönetmeliğin amacı, kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ve ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenilirliği sağlamak, sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehdarların hak ve menfaatlerini korumak ve verilecek hizmete ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmekte, “Kapsam” başlıklı bölümünde ise, “Bu Yönetmelik, Türkiye’de faaliyet gösteren her türlü kredi kuruluşunun sağladığı kredilerle bağlantılı yaptırılan ihtiyari ve zorunlu sigortaları ve bu sigortalar Dahilinde verilecek teminatları kapsar.” denildikten sonra aynı Yönetmeliğin “İhtiyari Sigortalar” başlığında düzenlenen, 6. maddesinin 2. fıkrasında da, “İhtiyari sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir.” denilmektedir.
Davacının murisi ile davalı Banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinin, “Sigorta Hükümleri” başlıklı 8.3 maddesinde “Kredili müşteri, Banka dain ve mürtehin olacak şekilde Banka ile mutabık kaldığı ve aşağıda yer alan prim ödeme koşulları kapsamında sigorta ettirebileceği gibi, bankanın dain ve mürtehin olacak şekilde dilediği sigorta şirketine sigortalatacağını ve sigorta sözleşmelerini banka alacağının tamamen tahsil tahsil edileceği tarihe kadar yenileteceğini kabul etmiştir.” hükmü bulunmaktadır.
Mahkemece, bankanın hayat sigortasının yenilenmesine dair herhangi bir bildiriminin bulunmadığı, hayat sigortasının yenilenmemiş olmasında, davalı bankanın kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amaç, Banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli bir prim borcu getirmekle birlikte, sigortalının da bunda menfaatinin olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde, her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunması esas alınmalıdır. Nitekim, kredi sözleşmeleriyle bağlantılı sigortaların yapılması halinde sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehdarların hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla çıkarılan, “Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği”, 17.1.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak, 1.2.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Az yukarıda açıklanan kredi sözleşmesinin 8.3. maddesindeki düzenleme ile, hayat sigortasının yenilenmesi konusunda davalı Bankaya değil, kredi borçlusuna yükümlülük getirildiği, yine az yukarıda sözü edilen Yönetmeliğin ilgili hükmü gereğince de, kredi süresi içerisinde sigorta poliçesini yenileme sorumluluğu kredi kullanana ait olmakla birlikte, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun da kredi veren Bankaya ait olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, dain ve mürtehin sıfatına sahip, kredi veren kuruluş olan davalı Bankanın, 2008 yılında sona eren davacıların murisine ait hayat sigortasının yenilenmesi için, en azından muhatabına bildirim yapmak suretiyle kredi borçlusunu konu ile ilgili bilgilendirmesi, asgari özen yükümlülüğünün bir sonucu olduğu gibi, Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kurallarının da bir 2014/15545-36062
gereğidir. Ancak bu kabule rağmen, sigortanın yenilenip yenilenmediğinin de, kredi borçlusu tarafından takibi gerekeceğinden, uyuşmazlık konusu olan “2008 yılı itibariyle hayat sigortasının yenilenmemesi” ve bu nedenle davacının uğradığı zarar nedeniyle tarafların müterafık kusurlu oldukları sonucuna varılmalıdır. O halde mahkemece tarafların kusur oranları takdir edilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.