Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/14956 E. 2014/32131 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14956
KARAR NO : 2014/32131
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2012/802-2013/693

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, amcası olan davalının hesabına 22.7.2011’de 5.000,00 TL havale ettiğini, işlem dekontundan da anlaşılacağı üzere paranın gönderiliş amacının ödünç vermek olduğunu, şifahi ihtarlarına rağmen davalının borcunu ödememesi üzerine hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının paraya ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine çalıştığı hastanede, şahitler huzurunda davacıya borç verdiğini, davacının da borç olarak aldığı parayı 22.7.2011’de hesabına yatırdığını, dekontta her ne kadar “borç olarak” yazıyor ise de, bu ibareden icra takibinde haberdar olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, havalenin borç ödeme vasıtası olup, mevcut borcun ödendiğini gösterir ispata yeterli bir delil olmadığı, davacının tek taraflı olarak her zaman istediği ibareyi dekonta yazdırabileceği, tanık beyanları da değerlendirildiğinde davacının iddiasını ispat edemediği, davacının yemin deliline dayanması nedeniyle yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, ancak yemin teklif etmeyeceğini beyan ettiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, amcası olan davalıya banka havalesi ile 5.000,00 TL ödünç verdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise gönderilen paranın daha önceden verilen ödünç paranın ödenmesine ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalının bu savunması gerekçeli inkar niteliğindedir. Bu durumda ispat yükü davalıya değil, davacıya düşer. Ne var ki davacının dayandığı 22.7.2011 tarihli banka dekontunda “Borç olarak” ibaresi yazılıdır. Bu yazılar davacının karz iddiasını doğrulamaktadır. Taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi nedeniyle tanık dinlenmişse de, taraflar arasındaki hukuki ilişki yazılı belgeye bağladığına göre, olayda tanık dinlenmesi mümkün olmadığı gibi, dinlenen tanık beyanları da hükme esas alınamaz. Hal böyle olunca mahkemece, dava konusu havale için davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.