Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/143 E. 2014/36696 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/143
KARAR NO : 2014/36696
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2009/1047-2013/111

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı, davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı R.. T.. Yatırımcılığı ve Danışmanlık Hiz. Tic. A.Ş. vekili avukat Ç.. H.. ile davalı G… Oto San. ve Tic. A.Ş. vekili avukat Ç.. E..’un gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalıya ait 3 nolu parseldeki 22.199 metrekare taşınmazın satışı ya da kiralanması suretiyle pazarlanması işi için 12.6.2009 tarihinde telallık sözleşmesi yaptıklarını, davalının sözleşmeye aykırı olarak başka bir şirketi aracı kabul ederek binanın tümünü sattığını ileri sürerek sözleşmenin 8.2. Maddesine göre tahakkuk eden ücretten fazla hakları saklı kalarak 50.000 TL.nin ticari faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır.
Davalı, dava konusu taşınmazın hiç bir aracı kullanmaksızın sözleşmeye uygun olarak irtibata geçen şahsa satıldığını, davacının hiç bir katkı ve hizmeti bulunmadığından hizmet bedeli talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 50.000 TL.nin ticari faizi ile davalıdan tahsiline, ıslah olunan talebinin zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı ile davalı arasında yapılan 12.6.2009 tarihli danışmanlık sözleşmesinde, davalıya ait 3 nolu parseldeki 22.199 metrekare alanlı gayrimenkulün kiralanması veya satışı maksadı ile tek yetkili olarak davacının tayin edildiği, sözleşmenin 3.8. Maddesinde mal sahibi davalının başka kişi ve kuruluşlarla işbirliği yapmayacağı ve bunlar aracılığı işlem yapmayacağı açıklandıktan sonra, 3.9. Maddesinde, ” mal sahibi iş bu sözleşme süresince kendisine direkt olarak gelen ve bu projeye ilgi gösteren kurum veya şahıslarla sözleşme imzalamakta serbesttir. Diğer yandan mal sahibi de çeşitli mecralarda pazarlama ve tanıtım faaliyetlerinde bulunabilir ” düzenlemesinin getirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, davalı mal sahibinin sözleşmeye aykırı olarak dava dışı E.. Ö.. aracılığı ile dava konusu taşınmazı sattığını kaldı ki aracısız olsa bile kendisinin mal sahibi olarak sadece pazarlama faaliyetinde bulunup sözleşme imzalayabileceğini ancak telallalık ücretinin bu halde de ödenmesi gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı ise kendisine direkt olarak müracaat eden dava dışı F.. P..’e satışını yaptığını, davacının hiç bir hizmetinin bulunmadığı gibi, başkaca aracı da olmadığını açıklamıştır. Davalı mal sahibi tarafından dava konusu taşınmazın dava dışı F.. P..’e 30.9.2009 tarihinde satılarak tapu devrinin verildiği ve dava dışı E.. Ö.. tarafından davalı şirket aleyhine açılan tellallık ücretinin tahsiline ilişkin davanın feragat nedeni ile reddedildiği de tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı ile sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, iki halde, sözleşmenin 3.9. Maddesi gereğince satışın doğrudan mal sahibi davalının tanıtım faaliyetleri sonucu yapılması ya da sözleşmenin 8.7. Maddesi gereğince mal sahibi davalının kendisinin ya da ortağı olduğu şirketlerin satın alması durumunda davacının ücret talep edemeyeceğinin kabulü gerekir. Ancak davacı hizmet vermese de, davalı mal sahibinin başka aracılar kullanarak satışı gerçekleştirmesi halinde sözleşmenin 3.8. Maddesine göre ücret talep edebilecektir. Bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde, davalı mal sahibi ile dava dışı aracı olduğu bildirilen E.. Ö.. arasında yazılı bir tellallık sözleşmesinin bulunmadığı, E.. Ö..’ün tanık olarak imzasının bulunduğu 27.4.2010 tarihli tutanağın satıştan sonraki tarihi kapsayıp, aracılık hizmetini kanıtlar nitelikte olmadığı, aracılık ilişkisinin isbatlanması açısında da tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği gözetildiğinde, davalı mal sahibinin sözleşmenin 3.9. maddesine uygun şekilde satışı gerçekleştirdiği ve davacının telallık ücretini talep edemeyeceğinin kabulü gerekir. Açıklanan nedenle davanın reddi gerekirken kısmen kabulü
usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2. Bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.