Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/13900 E. 2014/13071 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13900
KARAR NO : 2014/13071
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

MAHKEMESİ : Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2014
NUMARASI : 2013/238-2014/27

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kurum ile aralarında hizmet alımı sözleşmesi düzenlendiğini, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini,5510 Sayılı Yasanın 81.maddesi gereğince hakedişlerinden kesinti yapılması mümkün olmamasına rağmen davalının tahakkuk eden hakedişlerinden %5 oranındaki hazine yardımını keserek ödeme yaptığını,bunun yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.486,29 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan kesintilerin yasaya ve tebliğlere uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,Davada taraf olmak için gerçek kişi veya tüzel kişi olmak gerektiği,davalı olarak da gösterilen T.. M..nin tüzel kişiliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş hüküm;davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davalıya ait kurumda hizmet verdiğini,5510 Sayılı Yasanın 81.maddesi uyarınca Hazine tarafından ödenen %5 pirime ilişkin ödemenin hakedişinden kesildiğini belirterek kesitinin iadesi istemiyle Sağlık Bakanlığına izafeten T.. M..ne karşı dava açmıştır.
Kamu tüzel kişileri, görevleri bakımından kamu otoritesini temsil eden tüzel kişiler olup; kanunla yada kanunun verdiği yetkiye dayanılarak idare tasarrufu ile kurulur (Anayasa md. 123; MK. 52). Taraf ehliyetine de kamu
tüzel kişileri sahiptir. Devlet tüzel kişiliğine (Bakanlıklara) bağlı ve ayrı tüzel kişiliği bulunmıyan genel müdürlüklerin ve kuruluşların ise, taraf ehliyeti yoktur; bunların işlemleri ile ilgili davaların bağlı bulundukları bakanlıklara karşı (veya bakanlıklar adına) açılmaları gerekir. Buna rağmen, Bakanlıklara bağlı ve ayrı tüzel kişiliği bulunmayan genel müdürlüklere veya kuruluşlara karşı dava açılırsa; dava bu genel müdürlüklerin veya kuruluşların taraf ehliyeti (tüzel kişiliği) olmaması nedeniyle reddedilemez. Çünkü, davacının amacı Devlet tüzel kişiliğini (ilgili bakanlığı) dava etmektir. Davacı, davasını yanlış kuruluşa yöneltmekle, hasımda değil; temsilci de yanılmış olmaktadır.Bu nedenle husumetin tüzel kişiliği haiz bakanlığa tevcih edilmesi lazımdır. Nitekim, davacının amacı Devleti dava etmek ve ondan hak istemektir. Böyle olunca, davacının davanın bakanlığı mı, yoksa ağız ve diş sağlığı merkezini mi ilgilendirdiği yolundaki yanılması; daha acık bir ifade ile olayın niteliği yönünden bu davada Devleti hangi tüzel kisinin temsil edeceği konusundaki yanılgısı, tarafta değil, temsilcide yanılma niteliğindedir. Somut olayda;dava dilekçesi T.. M..ne tebliğ edilmiş,ancak Sağlık Bakanlığı adına İl Sağlık Müdürlüğü vekilleri tarafından davaya cevap verilmiştir.Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin 24.04.2013 tarih ve 10196 sayılı yazılarına göre;davaya cevap veren vekillerin vekil sıfatıyla Sağlık Bakanlığı ve Bağlı kuruluşları temsile yetkili olduğu anlaşıldığından işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.