Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/13567 E. 2014/29172 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13567
KARAR NO : 2014/29172
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2010/745-2013/89

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalılardan M.. ve S.. B.. ‘a 50.000,00 TL nakit borç para verdiğini, bu paranın 30.000,00 TL ‘sinin davalı B.. adına tapuda kayıtlı olan meskenin kredi borcu için banka şubesine yatırdığını, bununla ilgili sözleşmede hüküm bulunduğunu, bu nedenle asıl talebinin 30.000,00 TL ‘lik kısmından banka borcu ödenen davalı B.. A..’ın sorumlu olduğunu, ayrıca davalılar M..ve S.. B..’a 15.000,00 TL daha nakit para verdiğini, toplam 65.000,00 TL ‘ye karşılık davalıların taahhütte bulunduğunu, davalılardan S.. ve M..tarafından bankanın ödeme planına uygun olarak 6 aylık taksitlerin davalılarca ödendiğini, taşınmazın oğlu adına devredileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle icra takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacıdan %40 kötüniyet tazminatı isteyerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; Bakırköy 8. İcra müdürlüğünün 2009/23803 esas sayılı takip dosyasına davalıların yapmış oldukları itirazın kısmen kabulüne diğer taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dava, taraflar arasında düzenlenmiş yazılı protokol gereğince davacı tarafından davalılara nakit olarak borç verilen paranın tahsili için girişilen icra takibine davalıların yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı 85.609,00 TL asıl alacak 6.900,00 TL işlemiş faiz toplam 92.509,10 TL nin 30 bin lirasından davalı Birsen’in sorumlu olmak üzere davalılar hakkında ilamsız icra takibine geçmiş, 65.000,00 TL borç verdiği paranın 6.609,80 TL si banka faizi ve aylık 1.250,00 TL aylık karı ile birlikte ödenmesini istemiştir. Davalılar ıslak imzalı orijinal protokoldeki imzaların kendilerine ait olduğunu ancak davacıya borçlu olmadıklarını savunmuşlardır. Mahkemece asıl alacağın 65.000,00 TL, kâr payı alacağının 14.833,00 TL, işlemiş yasal faiz 5.785,89 TL, kâr payı faizi 607,50 TL toplam 86.226,39 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, diğer isteklerin reddine karar verilmiştir. Bilirkişi ise protokol uyarınca 65000 TL nin sözleşmede imzası olan davalılara nakden verildiğini, 20.11.2008 tarihinden 16.11.2009 tarihine kadar aylık 1250 TL den 14.833,00 TL karpayı olmak üzere toplam 79.883,00 TL anapara, 20.11. 2008 tarihli protokol uyarınca anaparaya hükmedilmesi durumunda protokol tarihinden takip tarihi olan 16.11.2009 a kadar 6.393.39 TL işlemiş yasal (akdi) faiz, davacının takip tarihindeki 50 bin TL tutarındaki 4450,68 TL, 15 bin TL tutarındaki alacağına 1335,21 TL olmak üzere 65000 TL asıl alacağına da 5785,89 TL işlemiş faiz, anapara içindeki 14833 TL sına da toplam 607,50 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 86.226,39 TL hesapladığı görülmüştür. Mahkemece davalı Birsen’in yapılan işlemlerin içinde olduğu gerekçesiyle 30 bin yerine tüm değerden sorumlu tutulmuş ise de davalının sözleşmede imzası bulunmadığı ve talep sonucunu da inkar ettiği için davacıya karşı sözleşmeye dayalı bir sorumluluğunun bulunmadığı açıktır. Davacı 2.11.2011 tarihli dilekçesiyle davalı Birsen yönünden dava sebebini değiştirerek sözleşme yerine sebepsiz zenginleşmeye dayanarak davasını ıslah ederek yemin teklifinde bulunmuş, davalının borcu olmadığına yönelik usulüne uygun yemin etmesi karşısında, miktar ve değer itibariyle tanık dinlenmesine yasal olanak bulunmadığından davacının iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2–Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenlerle temyiz olunan hükmün, davalı Birsen yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte belirtilen nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 25.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.