YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13393
KARAR NO : 2014/37726
KARAR TARİHİ : 27.11.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2009/541-2013/706
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan G.. U..’ın 14.10.1998 tarihinde tüketici kredisi kullandığını, diğer davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kredinin geri ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini bildirerek işleyen faiz ve ferileri ile 52.477,62 TL alacağının faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının G.. U.., H.. K.., A.. C.. hakkındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dosyanın incelenmesinde; Davalı Gökhan’ın davacı bankadan tüketici kredisi kullandığı, diğerlerini de müştereken ve müteselsilen kefil oldukları, kredinin geri ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin kabulüne göre, kredinin davalılarca kullanılmadığı, bankaya gelmedikleri, İstanbul 3.Ağır Ceza mahkemesinin 2004/360 esas sayılı dava dosyası içeriğine göre, davalıların bir sorumluluğu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bahsedilen ceza mahkemesi kararının incelenmesinde; Firmanın yönlendirmesi ile davacı bankadan tüketici kredisi kullandırıldığı ve kredi tutarının davalı firma tarafından kullanıldığı, kredi alınmasındaki asıl amacın davalı firmaya finansman sağlanması olduğu, esasen dava dışı pek çok firma çalışanına aynı şekilde kredi kullandırıldığı, firmanın da şahsi ve ayni teminat verdiği sonuçta kredinin geri ödenmediği anlaşılmaktadır. Davacı bankanın izah edilen yöntemle davalı firmaya kullandırdığı kredilerin geri ödenmemesi üzerine bankanın yetkili müdürlerince sahte kimlik bilgisi ve üçüncü kişinin katılımı ile mevduat hesabı açılarak, başka bir müşterinin hesabından para aktarılıp işletilerek elde edilen paranın davalı firma hesabına havale edildiği, bilahare davalı firma hesabından ya da hayali yaratılan hesaptan esasen banka kaynakları kullanılmak suretiyle, kredi ödenmiş gibi gösterilerek 15.6.1999 tarihli ibranamenin düzenlendiği ve rehinlerin kaldırıldığı, banka görevlilerinin ceza mahkemesinde yargılandığı ve sahtecilik suçundan mahkum oldukları, sözkonusu ibranamenin de gerçek olmadığı, hayali hesaptan ödeme üzerine düzenlendiği eldeki dava dosyası içeriği ile kesinleşen emsal dava dosyaları içeriklerinden açıkça anlaşılmaktadır. (İstanbul 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/320-2009/201 esas ve karar sayılı ilamı, Beyoğlu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/24-2003/549 esas ve karar sayılı ilamı, Gebze 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/638-2002/176 esas ve karar sayılı ilamı ve davalı firma çalışanları hakkında açılan diğer emsal dava dosyaları)Mahkemece, kredinin davalı firmaya finansman temin amacıyla kullanıldığı tesbitinde bulunulduğu halde, firma hakkında da davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yine, davalı firma dışında, firma sahipleri Tayfun ve T.. A.. ile Hacı Ramazan Demir’in dava konusu kredinin temini ve alınmasında hukuki sorumluluğu bulunup bulunmadığı, ceza mahkemesi kararı ve içeriğindeki maddi vakıalar yönünden değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle, davalı G.. U.., A.. C.., H.. K.. yönünden davacının temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle kararın diğer davalılar yönünden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.