Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/13077 E. 2014/12708 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13077
KARAR NO : 2014/12708
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 06/02/2014
NUMARASI : 2013/621-2014/75

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalı bankadan vekilinin adına, çekilen krediler ile ilgili olarak geriye dönük hesap ekstrelerinde yer alan ana para ve faiz dışındaki her türlü ödemenin miktarı hakkında bilgi istediklerini, davalı bankanın bilgi edinme kanununa dayalı taleplerini zımnen reddettiğini, oysa Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesi gereğince bilgi edinme taleplerini karşılamak mecburiyetinde olduklarını ileri sürerek muarazanın men’i ile hak ihlalinin ortadan kaldırılarak davalı bankanın tarafına bilgi vermesinin sağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasındaki muarazanın men’ine, davacı taraf yararına 750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki konut kredisi sözleşmesi kapsamında tahsil edilen ana para ve faiz ödemeleri dışındaki bedellerin davacı tarafından bilgi edinme kanunu çerçevesinde davalıdan talep edilmesinden kaynaklanan muarazanın menine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi bazı şartların tahakkukuna bağlı olup, bunlara dava şartları denmektedir. Dava şartlarından bir kısmı olumlu (varlığı mutlaka gerekli); diğer bir kısmı da, olumsuz (yokluğu mutlaka gerekli) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re’sen gözetecektir. Olumlu dava şartlarından biri de, 6100 sayılı HMK m.114 1/h.bendinde ifade edildiği üzere davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar bulunmayan bir dava, dava şartının yokluğundan dolayı reddedilmelidir. Hukuki yararın varlığı koşulunun mevcut olup olmadığı, her bir davada o davaya konu olayın somut özellikleri çerçevesinde, hakim tarafından değerlendirilmelidir.
Kredi sözleşmesi hükümlerine göre sözleşme iki nüsha olarak tanzim edilmiş ve sözleşmenin bir nüshası, geri ödeme planının bir sureti ve kredi kullandırım dekontu ile ilgili belgeler davacıya teslim edilmiştir. Dolayısıyla davacının, ne kadar kredi kullandığı, kendisine fiilen ne kadar ödeme yapıldığı, ne miktarda geri ödeme yapacağı ve kullanılan kredi tutarının ne kadarının masraf ve komisyon olarak tahsil edildiği davacıya verilen bu belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Davacının sureti kendisinde bulunan belgeleri yeniden bankadan talep ederek muaraza yaratması hukuken korunamaz. Kaldı ki davacı tarafından haksız olarak yapıldığı iddia edilen kesintinin iadesi için miktar belirtmeksizin “Tüketici Sorunları Hakem Heyeti”ne harçsız olarak başvurulması mümkündür. Yapılan kesinti tutarına göre tüketici hakem heyetince verilen karar kesin veya tüketici mahkemesinde açılacak dava için kesin delil niteliği taşıyacaktır. Bir başka anlatımla davacı yanın amacı, kredi kullanımı esnasında haksız olarak yapıldığı ileri sürülen kesintinin iadesinin sağlanmasıdır. Bu amaçla başvurulacak hukuki mercilerce öncelikle bankaca yapılan kesinti tutarının belirleneceği göz önüne alındığında davacının isteminin ayrı bir dava şeklinde ileri sürülmesinde hukuki yararı da bulunmamaktadır.
O halde mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.