Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/13008 E. 2014/14650 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13008
KARAR NO : 2014/14650
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2009/556-2013/704

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı E.. K.. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı Banka, davalılardan Z.. İ..’ye 18/11/1998 tarihinde imzaladığı “Tüketici Kredisi Sözleşmesi” ile 4.231,83 TL’lik ve 18/11/1998 tarihli “Kredili Mevduat Sözleşmesi” ile 2.500,00 TL’lik kredi kullandırıldığını, diğer davalıların ise sözleşmelerin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduklarını, borçluların kullandıkları kredileri ödemeyerek temerrüde düştüklerini, 4/12/2000 tarihinde keşide edilen ihtardan da sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava tarihi itibariyle toplam 90.331,68 TL miktarındaki alacağın faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan E.. K.. ve F.. Y.., kendilerinin böyle bir kefaletinin olmadığını savunarak, davanın reddini dilemişler, diğer davalı Z.. İ.. ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davalıların asıl borçlu ve müteselsil kefili oldukları “Tüketici Kredisi Sözleşmesi” ve “Kredili Mevduat 2014/13008-14650
Sözleşmesi” nedeniyle ödenmeyen kredi borçlarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/360 esas sayılı dosyasında, “kredi kullandığı bildirilen kişi ve kefillerin bankaya gelmedikleri, imzaların şirket yetkililerince temin edildiği, kredi hesabının kapatılmasında da hileli işlemler yapıldığı” hususlarının belirlendiği, dava konusu olayda da kredinin davalılarca alınıp kullanılmadığı, dolayısıyla davalıların sorumlu olmadıkları belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Banka, davalılardan Z.. İ..’nin asıl borçlu olarak imzaladığını iddia ettiği 18/11/1998 tarihli “Tüketici Kredisi Sözleşmesi” ve aynı tarihli “Kredili Mevduat Sözleşmesi”ne dayanmış olup, sözleşmelerin davalı Z.. İ.. adına asıl borçlu sıfatıyla imzalandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre, sözleşmelerde kefil olarak yer alan imzaların, davalı F.. Y..’nın eli mahsulü olmadığı belirlenmişse de, asıl borçlu yönünden imza incelemesi yapılmamıştır. Yine mahkemece, kararın gerekçesinde İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/360 esas sayılı dava dosyasına atıfta bulunulmuşsa da, sözleşmeleri asıl borçlu sıfatı ile imzaladığı iddia edilen Z.. İ.. hakkında adı geçen ceza dosyasında kabul edilmiş bir vakıa bulunmamaktadır. Davalı asıl borçlu Z.. İ.. davaya gelip savunmada bulunmadığına göre, davayı inkar etmiş sayılır. O halde, taraflar arasında imzalandığı iddia edilen sözleşmeler ve davalı asıl borçlu tarafından kredi miktarlarının çekildiğine dair makbuzlar mevcut olduğuna göre mahkemece, adı geçen davalının sözleşmelerdeki ve ödeme makbuzlarındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda, 6100 sayılı HMK’nın 169 vd. (HUMK.nun 230 vd) maddeleri gereğince isticvap davetiyesi gönderilmek suretiyle mahkemeye çağrılması, isticvap davetiyesine, “mazeretsiz olarak duruşmalara katılmaması ve imza örnekleri vermemesi halinde sözleşmelerdeki ve makbuzlardaki imzaların kendisine ait kabul edileceği” hususlarının yazılması, duruşmaya gelmesi halinde, savunmasının ve imza örneklerinin alınıp, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sözleşmeler ve makbuzlardaki imzaların kendisine ait olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, oluşacak sonuca göre sözleşmelerin diğer kefili olan davalı E.. K.. yönünden de imza incelemesi yapılması hususunun değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gereklidir. Mahkemece açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre, davalı E.. K..’ın temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bent gereğince temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) no’lu bent gereğince davalı E.. K..’ın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.