Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/12716 E. 2014/32706 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12716
KARAR NO : 2014/32706
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 7. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2012/607-2013/2690

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı banka, davalı borçlu ile arasında Bireysel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine ihtar çekildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve borçlunun % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Ankara 32. İcra müdürlüğünün 2012/2099 esas sayılı icra dosyasında davalı (borçlu) itirazının kısmen iptaline; 1.082,40 TL asıl alacak 35,08 TL işlemiş faiz, 1,75 TL BSMV 71,17 TL masraf olmak üzere toplam 1.119,23 TL için icra takibinin devamına, tahsilde tekerrür olmamak üzere asıl alacağı icra takip tarihinden itibaren yıllık %19,34 TL temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın % 40 olan 435TL’nin davalı taraftan tahsiline, davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa 2014/12716-32706
kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381, 388 ve 389 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 388.maddesinin son fıkrası ile “Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, gerekçeli kararda 13.05.2013 tarihli bilirkişi raporunun benimsenerek hükme esas alındığı ve bilirkişi raporunda “vadesi gelen taksitler için olmak üzere 1.443,20-TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 1.557,92-TL için icra takibi yapabileceğinin bildirildiği” belirtilmesine karşın, hükümde “1.082,40TL asıl alacak 35,08 TL işlemiş faiz, 1,75 TL BSMV 71,17 TL masraf olmak üzere toplam 1.119,23 TL için icra takibinin devamına,” karar verilmiş olduğu anlaşılmakla, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması, HUMK.’ nun 388/son madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.