Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/12393 E. 2014/11649 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12393
KARAR NO : 2014/11649
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 2.Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/642-2013/886

Taraflar arasındaki muarazanın men’i davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan vekilinin adına, çekilen krediler ile ilgili olarak geriye dönük hesap ekstrelerinde yer alan ana para ve faiz dışındaki her türlü ödemenin miktarı hakkında bilgi istediklerini, davalı bankanın bilgi edinme kanununa dayalı taleplerini reddettiğini, oysa Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesi gereğince bilgi edinme taleplerini karşılamak mecburiyetinde olduklarını ileri sürerek muarazanın men’i ile hak ihlalinin ortadan kaldırılarak davalı bankanın tarafına bilgi vermesinin sağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, yargılama aşamasında dava konusu belgelerin gönderildiği ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,davanın açılmasına davalının sebebiyet vermesi nedeniyle A.A.Ü.T. uyarınca 750 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İstem, muarazanın giderilmesine ilişkindir. Muarazanın konusu ise davacının, davalı bankadan kullanmış olduğu kredi dolayısıyla yapılan kesinti tutarının öğrenilmesi için bankaya yapılan başvuruya cevap verilmemesidir.
Kredi sözleşmesi hükümlerine göre sözleşme iki nüsha olarak tanzim edilmiş ve sözleşmenin bir nüshası, geri ödeme planının bir sureti ve kredi kullandırım dekontu ile ilgili belgeler davacıya teslim edilmiştir. Dolayısıyla davacının, ne kadar kredi kullandığı, kendisine fiilen ne kadar ödeme yapıldığı, ne miktarda geri ödeme yapacağı ve kullanılan kredi tutarının ne kadarının masraf ve komisyon olarak tahsil edildiği davacıya verilen bu belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Davacının sureti kendisinde bulunan belgeleri yeniden bankadan talep ederek muaraza yaratması hukuken korunamaz. Kaldı ki davacı tarafından haksız olarak yapıldığı iddia edilen kesintinin iadesi için miktar belirtmeksizin “Tüketici Sorunları Hakem Heyeti”ne harçsız olarak başvurulması mümkündür. Yapılan kesinti tutarına göre tüketici hakem heyetince verilen karar kesin veya tüketici mahkemesinde açılacak dava için delil niteliği taşıyacaktır. Bir başka anlatımla davacı yanın amacı, kredi kullanımı esnasında haksız olarak yapıldığı ileri sürülen kesintinin iadesinin sağlanmasıdır. Bu amaçla başvurulacak hukuki mercilerce öncelikle bankaca yapılan kesinti tutarının belirleneceği göz önüne alındığında davacının isteminin ayrı bir dava şeklinde ileri sürülmesinde hukuki yararı da bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yargılama aşamasında davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasında her hangi bir hukuka aykırılık yok ise de, yukarıda belirtilen bilgiler ışığında, dava açmakta hukuki yararı olmayan davacı yanın, diğer hukuki yollara başvurmak yerine muarazanın meni davası açmasına davalının sebebiyet verdiğinin kabulü ile davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HMK’nın 370. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile temyiz edilen kararın Hüküm” başlıklı bölümünün 3. bendinde yer alan “Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereğince 750,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” ifadesinin hükümden çıkartılarak, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 25.20 TL harcın istek halinde iadesine, 14.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.