Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/12216 E. 2014/13994 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12216
KARAR NO : 2014/13994
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : Bursa 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/115-2013/61

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,davalı ile idare arasında 2007/162173 sayılı ihale kapsamında 29/01/2008 tarihinde Genel Temizliklerin Yaptırılması Hizmet Alımı İşine ait sözleşme imzalandığını, davalının bu ihale ve sözleşme kapsamında çalıştırdığı personellerden M.. G…’in Bursa 3. İş Mahkemesinin 2009/453 Esas sayılı dosyası ile idare aleyhine kıdem tazminatı davası açtığını, bu davanın 2010/532 karar sayılı kararı ile sonuçlandığını ve 19/03/2013 tarihinde Yargıtay’ca onandığını,idarenin iş mahkemesi kararına istinaden dava dışı M… G..’e 21/09/2010 tarihinde 6.638,84 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, asıl işverenin alt işverenin işçisi için ödediği tazminatları sözleşmeye göre alt işverenden isteyebileceğinin sözleşmede hüküm altına alındığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6.638,84 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davacı Bursa Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün tacir sıfatından söz edilemeyeceği gibi, Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir iş olmadığı, buna göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesine dayalı rücuen alacak istemine istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresinin tacir sıfatının bulunup bulunmadığı hususundadır. Mahkemece, davalı Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresinin tacir olmadığı gerekçesiyle asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş ise de;2560 sayılı İstanbul Su Ve
Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 5. maddesinde, bu kanunun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı hükmü düzenlenmiş, ilgili yasal düzenleme gereğince davalı B.. M..nün 2560 sayılı yasaya tabi olduğu sonucuna varılmıştır. İSKİ Genel Müdürlüğü’nün Kuruluşu Hakkındaki 2560 sayılı Kanun’da kurumun genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği açıklandığına göre, bu kuruluşun ve aynı zamanda davalının özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.
Diğer taraftan, Ticaret Sicili Nizamnamesinin 13/2.maddesine göre, kamu tüzel kişileri tarafından kurulan iktisadi işletmeler tüzel kişilikleri bulunmasa dahi bir ticaret unvanı seçmeye ve kullanmaya mecbur oldukları gibi, kurucu kamu tüzel kişileri de bu iktisadi işletmeleri ticaret siciline kaydettirilmek zorundadır. Keza doktrinde de ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmek üzere kurulan bütçesi ve mameleki kamu tüzel kişisi tarafından ayrılmış iktisadi işletmeler “tacir” sayılmışlardır.Tüm bu açıklamalar göstermektedir ki, İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi) Genel Müdürlüğü 2560 sayılı Kanun ile kurulmuş, Türk Ticaret Kanununnda öngörülen biçimde Özel Hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması yanında, ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmekte; yaptığı işler itibariyle de ticarethane sayılmakta ve sonuç itibariyle de çok açık biçimde tacir sıfatını taşımaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/4-597 Esas,2007/694 Karar)Bu durumda tacir olan davalı Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü ile davalı tacir arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine olduğu göz önünde bulundurularak, işin esasına girilmesi, taraf delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdıdır.Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz edilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.