Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/11989 E. 2014/11714 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11989
KARAR NO : 2014/11714
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2013/43-2013/531

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı Orman İşletme Müdürlüğü, orman emvalinin davalıya satıldığını, ancak davalının kesin satışı yaptırmaması nedeniyle ihalenin feshedilerek ikinci kez ihale yapıldığını, iki ihale bedeli arasında oluşan farkın tahsili için yaptıkları icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiş, 23.7.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de 2439,25 TL.nın tahsilini ve itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki davada 1863,41 TL.nın tahsili için yaptığı icra takibine itirazın iptalini istemiş, ıslah dilekçesi ile de, 2439,25 TL.nın tahsilini ve itirazın iptalini talep etmiş olup, mahkemece, kısa kararda davanın kabulü ile itirazın iptaline, 2439,25 TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmesine rağmen gerekçeli kararda davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının
bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiş yine anılan kanunun 298/2.maddesi gereğince de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Temyize konu davada, kısa kararda “ davanın kabulü ile itirazın iptaline, 2439,25 TL.nın davalıdan tahsiline ” şeklinde hüküm kurulmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm kısmında “ davalının itirazının iptaline, takibin devamına ” şeklinde hüküm kurulmuş olması, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturulması HMK 297.maddesine aykırı olup, bozma gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 41.65 TL harcın istek halinde iadesine, 14.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.