Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/1105 E. 2014/12807 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1105
KARAR NO : 2014/12807
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2012/1762-2013/984

Taraflar arasındaki tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket tarafından inşa edilecek olan siteden, katalogta net 99,31 m2 olarak belirtilen B Blok .. no’lu daireyi, 28.5.2010 tarihinde satın aldığını, aynı tarihte diğer davalıdan kredi alarak satış bedelinin tamamını ödediğini, dairenin, 18.6.2010 tarihinde tapu devrinin, 2.7.2011 tarihinde de fiilen tesliminin yapıldığını, ancak teslim sırasında dairenin, taahhüt edilen 99,31 m2 net alandan daha küçük olduğunu tespit ettiğini, bu nedenle teslim tutanağını itirazi kayıtla imzalayıp, 4.7.2011 tarihinde de ayıp ihbarında bulunduğunu, bu durumda ayıplı mal nedeniyle ödemiş olduğu satış bedelinin ayıp oranında indirilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 15.000,00 TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 6-10 ve 18. maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı tarafça, 13.1.2014 havale tarihli dilekçe ile, duruşma talebinde bulunulmuşsa da, süresinde olmadığından duruşma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı taraf, 13.1.2004 tarihli dilekçe ile, “8.1.2014 tarihinde davalı şirketin vekili olduğu belirtilen Av.A.. A.a.. tarafından kendilerine bir ihtarname gönderildiğini, ihtarname ekindeki vekaletname incelendiğinde, davalı şirketin vekili olan Av.A.. A.. Ka..’nın, davaya bakan hakim H..N..A..y’un kızı olduğunun anlaşıldığını, esasen adı geçenin 2013 yılı başından itibaren davalı şirkette avukat olarak çalıştığını, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 34 ve 35. Maddeleri gereğince, mahkemenin tarafsızlığına gölge düşürmemesi açısından, hakimin davadan çekilmesi gerektiğini” ileri sürmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun, “Hakimin Davaya Bakmaktan Yasaklılığı ve Reddi” başlıklı 34. maddesinde, hakimin davaya bakamayacağı, talep olmasa bile çekinmek zorunda olduğu haller sayılmış, aynı Kanunun 35. maddesinde de çekinme kararının sonuçları belirtilmiştir. O halde öncelikle, davacı tarafça 13.1.2014 tarihli dilekçede ileri sürülen “hakimin davadan çekilmesi gerektiğine” ilişkin hususlar üzerinde durulup, az yukarda belirtilen Yasa hükümleri de değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : 1. bent gereğince duruşma isteminin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 3. Bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, 22.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.