Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/10740 E. 2014/40297 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10740
KARAR NO : 2014/40297
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2010/204-2012/337

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı Banka, davalı avukatın Bankanın sözleşmeli avukatı olarak görev yaptığını, takip dosyalarından yaptığı tahsilatların bir kısmını Bankaya ödemediğini, bir kısmını ise zamanında banka hesaplarına intikal ettirmediğini, 13/12/2005 tarihli ihtar üzerine davalının kısmen ödeme yaptığını, ancak oluşan banka zararının giderilmediğini, Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/361 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada davalının Bankayı zarara uğrattığı tespit edilerek cezalandırılmasına karar verildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile Bankanın uğramış olduğu 34.782,00 TL zarar miktarının, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu gereğince 14 adet icra takip dosyasında Bankanın zararının 87.599,21 TL olduğu belirtilerek, taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne, 34.782,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı Bankanın davalı avukat tarafından zarara uğratıldığından bahisle açılan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece alınan bilirkişi raporu ve ek rapora göre davacı Bankanın toplam 87.599,21 TL zarara uğradığı kabul edilerek, taleple bağlı kalınmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/361 esas 2010/211 karar sayılı dosyası üzerinden davalı hakkında açılan ceza davasında, davalının vekaleten yapmış olduğu tahsilatları banka hesabına geç yatırması ya da uhdesinde tutması nedeniyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan cezalandırıldığı, yargılama sırasında alınan üç kişilik bilirkişi raporunda, bir kısım dosyalar yönünden Bankanın uğradığı zarar miktarının hesaplandığı ve kesinleşen mahkeme kararının “hüküm” fıkrasında da belirtildiği anlaşılmaktadır. İş bu davada alınan bilirkişi raporu ve ek raporunda da, Bankanın uğradığı zarar miktarları hesaplanmışsa da, söz konusu raporlar arasında her bir dosya bazında hesaplanan zarar miktarları yönünden farklılıklar bulunduğu, örneğin davalı avukatın takip etmiş olduğu Nazilli 1. İcra Müdürlüğüne ait 2001/4795 esas sayılı dosyaya ilişkin olarak Ağır Ceza Mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda zarar miktarı 1.367,46 TL olarak hesaplanırken, eldeki davada alınan bilirkişi raporunda ise zarar miktarının 14.952,34 TL olarak belirlendiği görülmektedir. Mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. O halde, Ağır Ceza Mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ile eldeki davada alınan bilirkişi raporu arasındaki farklılıkların nedenleri üzerinde de durularak, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan, davacı Bankanın uğradığı zararlar ve davalının sorumlu tutulması gereken miktarlar konusunda açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 517,00 TL harcın istek halinde iadesine, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.